YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/20651
KARAR NO : 2013/5033
KARAR TARİHİ : 19.03.2013
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık
HÜKÜM : Beraat
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Katılan vekilinin 19.06.2008 tarihli temyiz dilekçesi kapsamına göre, sadece sanık …’a ilişkin beraat kararını temyiz ettiği anlaşılmakla, sanık … hakkındaki beraat hükmüyle sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesinde;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Kronik böbrek yetmezliği olan müteveffa …’in suç tarihlerinde Giresun’da bulunan diyaliz merkezine tedavi amacıyla gelip gittiği, …’in Keşap İlçesi Yolağzı Köyünde oturmamasına rağmen, köy muhtarı olan sanık …’in gerçeğe aykırı ikametgah ilmuhaberi düzenleyerek verdiği, haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen diğer sanıkların da …’i özel taksileriyle geritip götürüyormuş gibi fatura keserek katılan kurumdan tahsil ettikleri ve böylece köy muhtarı olan sanık …’in kamu kurumuna karşı dolandırıcılık suçuna iştirak ettiği iddia olunan somut olayda; sanığın aşamalarda değişmeyen savunmalarında …’ın Yolağzı Köyünde oturduğunu tespit ettiğini ve başka bir yerde oturduğuna dair belge olmadığından ikametgah ilmuhaberi verdiğini beyan ettiği, tanıkların da sanığın savunmasını doğruladıkları, bu durumda sanığın cezalandırılmasına yetecek derecede kesin, inandırıcı ve her türlü şüpheden uzak delil elde edilemediği anlaşıldığından, sanığın beraatine dair kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 19.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.