YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/20142
KARAR NO : 2013/4687
KARAR TARİHİ : 14.03.2013
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Katılan banka şubesinin “maaş alan kurum personeli” müşterisi olan ve geçmişte aldığı krediler veya kredi kartları borçları nedeniyle bankacılık sisteminde “negatif” kaydı bulunduğundan yeni kredi alamayacak – verilmeyecek konumunda olan sanığın; ilgili banka şubesine hitaplı, şahsına yeni bir kredi açılması talimatını içerir. … başlıklı suça konu 22.10.2007 tarihli bilgisayar ortamında oluşturulmuş yazılı tanzim edip posta yoluyla şubeye ulaştırıp haksız yarar sağlamaya çalışmak şeklinde geçekleşen eylemlerinin “nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarını oluşturduğunun iddia edilen somut olayda; yüklenen suçların unsurları itibariyle oluşmadığından sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğini takdir eden mahkemenin kabul ve uyulamasında aşağıda belirtilen bozma nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekilinin suçların unsuruları itibariyle oluştuğuna yönelen, sanık müdafiisinin ise yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Kendisini vekil ile temsil ettiren ve hakkında beraat kararı verilen sanık lehine, katılan aleyhine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre maktu vekalet ücretine karar verilmesi gerektiğinin dikkate alınmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.un 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılması gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, her iki beraat hükmünün yer aldığı hüküm fıkrasına, hüküm fıkrasının 2. paragrafından sonra gelmek üzere “hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin İkinci Kısmının – İkinci Bölümünde belirlenen 1.100 TL maktu vekalet ücretinin katılan bankadan alınıp kendisini vekille temsil ettiren sanığa verilmesine” 3.paragrafının yazılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.