Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2011/19607 E. 2013/3911 K. 05.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/19607
KARAR NO : 2013/3911
KARAR TARİHİ : 05.03.2013

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu kurumu zararına dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Böbrek hastası olan ve haftada üç kez diyalize girmesi gereken sanık …’ın, 2005 yılı şubat ayından itibaren, gerçekte Görele ilçe merkezine yaklaşık olarak 12 km uzaklıkta bulunan Köprübaşı beldesine bağlı Karakeş Mahallesinde oturmadığı ve ikametgahının Görele ilçe merkezindeki Kumyalı mahallesi olmasına rağmen, 2005 yılı şubat ayından aynı yılın kasım ayına kadar, sanki Karakeş Mahallesi’nden gidip geliyormuş gibi yaparak, Giresun ilinde minibüsçülük yapan sanık … tarafından aylık olarak düzenlediği faturaları Sosyal Sigortalar Kurumu’na ibraz edip haksız yere 6.372 TL para alarak kurum zararına yol açtığı, Karakeş mahallesi muhtarı sanık … ‘ten ikametgah belgesini alarak ve bu belgeleri de ilgili kuruma ibraz ederek, köyde oturduğunu ispatlamaya çalıştığı, böylece sanık …’ın, kamu kurumu zararına dolandırıcılık diğer sanıkların da yardım etmek suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçuna iştirak ettiklerinin iddia edildiği olayda,
1-Katılan vekilinin sanık … … hakkında verilen beraat kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Suçun işlendiğine dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2-Sanıkların, haklarında verilen mahkumiyet kararlarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 Sayılı TCK’nın 158/1,e,son maddesi gereğince haksız menfaat miktarının 6.372.00 TL, haksız menfaatin iki katının 12.744.00 TL olması dikkate alınarak temel cezanın bu miktardan az olmayacak şekilde belirlenip, sanık … açısından; 637 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, aynı yasanın 43.maddesi gereğince cezasının 1/2 oranında arttırılarak 955 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, cezasının aynı yasanın 62.maddesi gereğince 1/6 oranında indirilerek 795 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, aynı yasanın 52.maddesi gereğince günlüğü 20.00 TL den hesap edilmek suretiyle netice olarak 15.900 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden; sanık … açısından; 637 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, aynı yasanın 43.maddesi gereğince cezasının 1/2 oranında arttırılarak 955 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, cezasının aynı yasanın 39.maddesi gereğince 1/2 oranında indirilerek 475 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, cezasının aynı yasanın 62.maddesi gereğince 1/6 oranında indirilerek 397 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, aynı yasanın 52.maddesi gereğince günlüğü 20.00 TL den hesap edilmek suretiyle netice olarak 7.940 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik adli para cezası tayini aleyhlerine temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanıkların yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak;
Sanıkların, katılan kurumun zararını yargılama sırasında karşıladıklarını savunmaları ve katılan idarenin de, hükümden sonraki 14/05/2008 tarihli yazısında, tarih belirtmeden kurum zararının tamamının karşılandığını belirtmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından, katılan kuruma müzekkere yazılarak, kurum zararının ne zaman ödendiğinin sorulması, ödeme durumuna göre sanıkların etkin pişmanlık gösterip göstermediğinin değerlendirilerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.