Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2011/18956 E. 2013/2861 K. 18.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/18956
KARAR NO : 2013/2861
KARAR TARİHİ : 18.02.2013

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması,rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Somut olayda; muhasebeci olan sanığın, kendisine KDV, stopaj ve gelir vergisi ödemek üzere verilen parayı vergi dairesine ödemeyerek uhdesine geçirme şeklindeki eyleminin güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetszilik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazının reddine, ancak;
Serbest Muhasebecilerin, 3568 Sayılı Kanunun 2. maddesinde belirtilen görevleri arasında vergi borcu yatırmak olmadığı ayrıca, Türkiye Serbest Muhasebeciler Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği’nin Mecburi Meslek Kararlarına ilişkin 26.01.1996 tarihli Resmi gazetede yayınlanan 1996/1 sayılı genelgesinin 1. maddesinde yer alan “meslek mensupları, müşteri adına üçüncü kişilere ödeme yapmak üzere her ne isim altında olursa olsun mali değerler alamazlar” şeklindeki hükmüne göre; sanığın katılandan vergi borçlarını yatırmak üzere aldığı paraları yatırmayarak özel işlerinde kullandığının iddia ve kabul olunması karşısında eyleminin görevi ile ilgisi bulunmayıp, suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 155/1. maddesindeki “güveni kötüye kullanma” suçunu oluşturacağının ve bu suçun şikayete tabi olması nedeniyle, suç tarihinin kesin olarak belirlenip aynı kanunun 73. Maddesinde belirtilen 6 aylık süre içinde şikayetin yapılıp yapılmadığı da araşıtırıldıktan sonra sonucuna göre karar verileceğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de;
Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 Sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verild