YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/18556
KARAR NO : 2013/1869
KARAR TARİHİ : 04.02.2013
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi,kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; sanığın, olay tarihinde müştekinin yanına giderek oğlunu tanıdığını ona borçlu bulunduğunu oğluna verilmek üzere borcunu ödemek istediğini 57 TL borcu olduğunu para üstü vermek üzere bahanesi ile müştekiden 100 TL para aldığı bozdurmak için gittiği daha sonra geri dönmediği şeklinde gerçekleşen eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1)Sanık hakkında hükmedilen 1 gün adli para cezasının 5237 sayılı TCK’nın 52. maddesi uyarınca paraya çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2)5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilmeye kadar 53. madde 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş olduğundan hükmün, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükme “5237 sayılı …nın 52/2 maddesi gereğince verilen 1 gün adli para cezası karşılığı aynı yasanın 52. maddesi gereğince günlüğü 20.00 TL’den olmak üzere sonuç olarak 20.00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ve hüküm fıkrasından, 5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, “53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın (c) bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” denilmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 04/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.