YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/18444
KARAR NO : 2013/1915
KARAR TARİHİ : 04.02.2013
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Güveni Kötüye Kullanma, Mala Zarar Verme
HÜKÜM : Beraat
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Katılanın Alanya Konaklı Kasabasında iki katlı betonarme evinin bulunduğu, ancak fiilen Almanya’da ikamet ettiği, söz konusu konutunun akrabası bulunan sanıklardan …’a bakmak ve gözetmek amacıyla emanet edildiği, emanet edilme tarihinin 2003 yılı olduğu, şikayetçinin 2005 yılının Temmuz ayında tatile geldiğinde, evinde diğer sanık …’yı gördüğü, sanık …’nın katılanın evinde bulunan eşyaları zarar görecek şekilde tahliye ettiği, 31.10.2005 tarihli tespit tutanağında söz konusu evin alt kesiminde zemin bodrumda belirtilen eşyalardan koltukların uzun süredir atıl ve korumasız şekilde bulunmasından dolayı tahrip edilmiş halde bulunduğu, böylelikle sanık …’ın güveni kötüye kullanma, sanık …’nın ise mala zarar verme suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
Sanık …’un, akrabası olan katılana ait evin bakımını ve kullanımını üstlendiği, bu çerçevede katılanın yurt dışında bulunması nedeniyle evin zarar görmemesi için İsa’ya kiraladığı, taraflar arasında herhangi bir güven ilişkisinin bulunmadığı, güvene aykırı bir durumun da oluşmadığı, nitekim sanık …’ın eve kimin girip çıktığının belli olmaması ve harabeye dönmesi nedeniyle evi kiraya verdiğini, karşılığında sanık …’dan hiçbir ücret almadığını, katılanın yurda geldiği zaman kira ücretinin İsa tarafından katılana verileceği yönündeki savunmasının İsa tarafından doğrulandığı, İsa’nın harabe şeklindeki evin tadilatına harcadığı paranın kira borçlarını aştığını belirtmesinin hayatın olağan akışına uygun düştüğü, evin başkasına kiralanmasının veya boş bırakılmasının sanık … ile katılan arasında hukuki mahiyette olabilecek bir konu olduğu; sanık …’ya isnat edilen mala zarar verme suçunun ise kasten işlenebilen bir suç olduğu, gerekli önlemleri almadığı için eşyaların zarar görmesi eyleminde kast unsurunun bulunmadığı, başka eşyaların zarar gördüğüne dair delilin de bulunmadığı gözetilerek, mahkemece sanıklar hakkında kurulan beraat kararlarında isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanın temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 04.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.