Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2011/18442 E. 2013/1903 K. 04.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/18442
KARAR NO : 2013/1903
KARAR TARİHİ : 04.02.2013

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olduğu anlaşıldığından, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için aranan, 5271 sayılı CMK’nın 231/6.maddesinin (a) bendinde yazılı “kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunma” nesnel koşulunun bulunmaması nedeniyle, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Sanığın, şikayetçinin çalıştığı şirket tarafından gazeteye ilanı verilen passat marka … plakalı aracı satın almak istediğini söylediği, …’de bulunan ustasına gösterdikten sonra kaparoyu vereceğini belirtmesi üzerine şikayetçinin kullandığı suça konu araçla …’ye doğru gittikleri, yolda aracı denemek amaçlı kullanmak istediğini belirttiğinden şikayetçiyle yer değiştirdikleri, bir müddet kullandıktan sonra araca alışamadığını belirterek yeniden yer değiştirmek istediği, bu amaçla yolda durdukları, şikayetçinin araçtan inmesi üzerine sanığın gaza basarak araçla birlikte uzaklaştığının iddia edildiği olayda;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Yukarıda izah edildiği şekliyle gerçekleştiği anlaşılan olayda; zilyetliğin geçici olarak da olsa sanığa devrinin yapılmadığı, aracın şikayetçinin hakimiyeti altında bulunduğu sırada sanık tarafından rızası dışında götürüldüğünün anlaşılması karşısında, eyleminin hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,
Kabule göre de;
2-Hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, adli para cezasının belirlenmesi sırasında, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeye dayanarak tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle sanığa fazla ceza tayini,
3-5237 sayılı Kanun’un 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilmeye kadar 53. madde 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.