Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2011/17860 E. 2012/46041 K. 20.12.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/17860
KARAR NO : 2012/46041
KARAR TARİHİ : 20.12.2012

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği,fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; Müştekiye ait … Gümrük Müşavirliği isimli firmada … takipçisi olarak çalışan sanığın, gümrüklerde … yapması sebebiyle firmadan avans çektiği ,daha sonra gümrüğe mesai borçlarının fiilen ödenmemesine rağmen çeşitli tarihler içeren … Bakanlığına ait toplam 15 adet sayman mutemedi alındı makbuzunu gerçeğe aykırı olarak düzenleyerek firmaya verdiği ve avansları bu şekilde kapattığı ,gümrük müdürlüğü tarafından müştekinin şirketinin söz konusu işlem borçlarını ve mesai borçlarının ödenmediğini bildirmesi üzerine durumun ortaya çıktığı,gümrük müdürlüğünden alınan yazıya göre söz konusu sayman alındı makbuzlarının gümrük müdürlüğü tarafından düzenlenmediğinin bildirildiği, bu makbuzların Devlet tarafından alacağın
tahsil edilmesini göstermesi bakımından resmi evrak niteliğinde olduğu ve iğfal kabiliyetinin bulunduğu ,bu suretle sanığın çalıştığı firmadan aldığı avansları kapatmak için resmi belge sayılan sayman alındı makbuzlarını gerçeğe aykırı olarak düzenleyerek müşteki şirkete verdiğinin anlaşıldığı olayda ,eyleminin nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak;
1-Sanığın tüm aşamalarda söz konusu makbuzları toplu halde tanık … Akar’a teslim ettiğine ilişkin savunmasının tanık …’ın beyanları ile de uyumlu olması karşısında sanığın eyleminin tek suç oluşturduğu gözetilmeden sanık hakkında müteselsil suç hükümleri uygulanmak suretiyle fazla ceza tayini,
2-Hükümden sonra 08.02.2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunun 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesi uyarınca; hükmolunan cezanın tür ve süresine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.