Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2011/17644 E. 2012/45366 K. 12.12.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/17644
KARAR NO : 2012/45366
KARAR TARİHİ : 12.12.2012

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olduğu anlaşıldığından, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için aranan,5271 sayılı CMK.un 231/6.maddesinin (a) bendinde yazılı “kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunma” nesnel koşulunun bulunmaması nedeniyle, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Somut olayda; katılan … Uluslararası Tarım İnş. San. Tic. Ltd. Şti.ye ait motorini … Gümrük müdürlüğünden yönetimindeki … plaka sayılı araca yükledikten sonra yol güzergahında bir kısmını satıp yerine … ilçesinde hakkında beraat kararı verilen temyiz dışı sanık Hasip Bozkurt’tan aldığı bitkisel yağı koymak isterken yakalandığı anlaşılan olayda eylemi hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma olarak nitelendiren mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 2008/7-80 esas 2008/93 sayılı kararında belirtildiği üzere; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 50.maddesinin f fıkrasında; mahkûm olunan kısa süreli hapis cezasının, ceza süresinin yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılma seçenek yaptırımına çevrilebileceğinin hüküm altına alındığı gözetilmeksizin sanığın gönüllü olup olmadığı araştırılmadan yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre de;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, bunun gerekçelerinin gösterilmesi, dayanılan gerekçelerin de yasal olması ve dosya içeriğiyle örtüşmesi gerektiği halde mahkemece hapis cezası alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, adli para cezasının gerekçe gösterilmeksizin alt sınırın üzerinde 360 gün olarak belirlenmek suretiyle 5237 sayılı TCK.nun 61.maddesine aykırı davranılması,
5237 sayılı TCK.nın 50/1-f maddesinde öngörülen kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya ilişkin seçenek yaptırımın süresinin, mahkûm olunan kısa süreli hapis cezasının bir katını aşamayacağı düşünülmeden fazla belirlenmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.