Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2011/17473 E. 2012/44414 K. 28.11.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/17473
KARAR NO : 2012/44414
KARAR TARİHİ : 28.11.2012

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Beraat

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; sanık …’ın sahibi olduğu … Turizm şirketinde çalışan sanık …’un katılanlara … mağaralarına tekne turu yapmak üzere bilet sattığı, ancak daha sonra … Turizmin teknesine yönlendirdiği, suça sürüklenen çocuk …’nun da katılanları bu tekneye götürdüğü, … koyuna gittikleri düşüncesiyle hareket etmiş olmalarına rağmen teknenin … koyuna gittiğini anlayan katılanların şikayetçi oldukları, sanıklar ve suça sürüklenen çocuğun bu şekilde dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia edilmiş ise de, suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesine dayanan beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
5395 Sayılı Yasa’nın 3/a-2 maddesine göre kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiası ile hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan ya da işlediği fiilden dolayı hakkında güvenlik tedbirine karar verilen çocuk için suça sürüklenen çocuk ifadesinin kullanılması gerekirken sanık ifadesinin kullanılması mahallinde düzeltilebileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, sanık … yönünden oybirliği sanıklar … ve … yönünden oyçokluğu ile 28/11/2012 gününde karar verildi.
KARŞI OY;
Temyize konu olay;
Müşteki … Turizm isimli Tur Şirketine gelerek orada çalışan Sanık … …’ya … mağaralarına gitmek istediğini söylemiştir. Sanık …, … Mağaralarına giden tekneleri olmadığı halde müştekiye bilet satmış, akabinde kendilerinin mağaraya turları olmadığından … Turizm Şirketiyle göndereceğini söylemiştir. Suça sürüklenen çocuk … da müştekiyi … Turizme ait tekneye bindirmiştir. Teknenin, … Mağarası yerine … Koyuna gittiğini gören müştekinin şikayetçi olması üzerine sanık …, “… Turizm yetkilileri ile konuştuktan sonra bilet sattığını, … Turizmin kaptanının hava muhalefeti nedeniyle sonradan rota değiştirmiş olabileceğini” savunmuştur. … Turizmin yetkilileri, sanığın kendileri ile konuştuğuna ilişkin savunmasını doğrulamadıkları gibi tekne kaptanı da, “… Mağarasına turlarının olmadığını, rota değişikliği yapmadığını” beyan etmiştir.
Sanık …, almış olduğu bilet parasının bir bölümünü kendisine ayırmış bir kısmını ise … Turizme göndermiştir.
Mahkemece suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle sanık ve suça sürüklenen çocuğun beraatine karar verilmiş olup bu karar oy çokluğu ile dairemiz tarafından onanmıştır.
Olayın bu şekilde oluşumuna ilişkin herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyaşmazlığın konusu izah edilen eylemin dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmadığı hususuna dairdir.
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için öncelikle faili tarafından yapılan, bir kimseyi kandırabilecek nitelikte belli oranda ağır bir hile mevcut olmalıdır. Sanık …, gerek kendi çalıştığı şirketinde, gerekse … Turizmde müştekinin gitmek istediği mağaraya gidecek bir tekne olmadığını bildiği halde, tekne varmış gibi yalan söz ve hileli davranışlarla müştekiyi yanıltmıştır. Ona bilet satıp denize açılmasını sağlamıştır. Bu nedenle hile unsuru gerçekleşmiştir.
Her ne kadar sanık …, … Turizm yetkililerinin … mağarasına gideceklerini söylemeleri nedeniyle müştekiye bilet sattığını ifade etmiş isede; sanığın savunması … Turizm Şirketi çalışanları tarafından doğrulanmadığından savunmanın, cezadan kurtulmaya yönelik soyut inkâr olarak kabulü gerekmektedir.
Suçun oluşumu için gerekli ikinci unsur ise, mağdur aleyhine failin kendisi veya başkası lehine menfaat temin etmesidir. Sanık …, müştekiden aldığı bilet ücretinin bir kısmını … Turizm Şirketine vermeyip alıkoymuştur. Zaten bu amaçla müştekiye bilet satmıştır. Dolayısıyla “haksız menfaat” unsuru da gerçekleşmiştir.
Suça sürüklenen çocuk … ise sanık … ile işbirliği yapmış, onun yönlendirmesi ile müştekiyi … Koyuna giden tekneye bindirerek suça iştirak etmiştir. Açıklanan gerekçelerle; sanığın cezalandırılması yerine beraat kararı verilmesi isabetsiz olduğundan “suçun unsurlarının oluşmadığı” gerekçesine dayanan beraat kararının onanmasına yönelik çoğunluk görüşüne muhalifim.