Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2011/17371 E. 2012/43428 K. 15.10.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/17371
KARAR NO : 2012/43428
KARAR TARİHİ : 15.10.2012

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; sanığın, değişik tarihlerde şikayetçiler … ile …’nin çalıştığı işyerlerine giderek kendisini kiralanan mülk sahibinin kardeşi … olarak tanıttıktan sonra, önemli bir konuda patronla görüşmek istediğini söyleyince şikayetçilerin, işyerini işleten eşlerini arayarak durumu izah ettikleri ve telefonu sanığa verdikleri, onlarla bir müddet görüştükten sonra telefonu kapatmasına rağmen, telefondaki kişiyle görüşüyor gibi davranarak konuşmaya devam ettiği, konuşmasında işyeri sahibinin kardeşi olduğunu, kira parasını almaya geldiğini belirterek, karşı tarafın kasada para olması halinde eşlerinin ödeyebileceğini söylediğini şikayetçilere ilettiği, bunun üzerine şikayetçilerin, eşleriyle konuştuğunu ve parayı sanığa ödeyeceklerini sanmaları nedeniyle kira parasını verdikleri, bu şekilde hileli hareketlerle haksız menfaat temin ettiği anlaşıldığından, eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Adli sicil kaydına göre tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 58/6. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine ilişkin hükümlerin uygulanmaması, aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 15.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.