Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2011/17295 E. 2012/43383 K. 15.10.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/17295
KARAR NO : 2012/43383
KARAR TARİHİ : 15.10.2012

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olduğu anlaşıldığından, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için aranan, 5271 sayılı CMK’nun 231/6.maddesinin (a) bendinde yazılı “kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunma” nesnel koşulunun bulunmaması nedeniyle, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, tanık …’nın yanına giderek üzerinde oynama yapılmış altılı ganyan kuponunu tutturduğunu, 958 TL ikramiye alacağını, acil paraya ihitiyacı olması nedeniyle bedelinden daha düşük miktara kuponu kendisine bırakacağını söylediği, mağdur ganyan bayisi sahibi … ve tanıklar … ile …’ın aşamalarda değişiklik göstermeyen anlatımlarına göre, sanığın mağdur … ile hiç karşılaşmadığı, saat 20.00 sıralarında gerçekleşen olaydan daha önce, gündüz vakitlerinde aynı altılı ganyan kuponunun mağdur …’nin işyerine başka bir kişi tarafından getirildiği, mağdurun sanığı ilk defa karakolda gördüğü, tanık …’nın yanına …’ı da alarak altılı ganyan kuponunun gerçek olup olmadığını anlamak amacıyla …’nun işlettiği bayiye gittikleri ve bayinin de Pursaklar’da benzer şekilde sahte kuponun piyasaya sürüldüğünü bildirip ödeme yapmamalarını bildirdiği somut olayda; sanığın hileli hareketlerini tanık olarak dinlenen …’ya karşı yönelttiği anlaşılmakla; bu davranışlar sonucunda adı geçenin iradesinin fesad uğratılıp uğratılmadığı, suçun unsurlarının ne biçimde oluştuğu karar yerinde açıklanıp tartışılmadan sanığın hükümlülüğüne karar verilmesi,
Kabule göre;
1-Sanığın lehe hükümlerin uygulanması talebi karşısında, 5271 sayılı CMK.nun 230/1-c maddesi uyarınca sanık hakkında 5237 sayılı TCK.nun 51.maddesinin tartışılmaması adli sicil kaydına göre sonuca etkili değil ise de, aynı yasanın 50., 52/4. ve 62.maddelerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-5237 sayılı TCK’nun 58.maddesinin uygulaması sırasında adli sicil kaydındaki hangi ilamın hükme esas alındığının karar yerinde belirtilmemesi,
3-5237 sayılı TCK’nun 53.maddesinde belirtilen belirli haklardan yoksun bırakma tedbirlerinin seçimlik olmadığı gözetilmeden, TCK’nun 53/1.maddesinin a,b,d,e bentlerindeki hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.