Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2011/16395 E. 2012/43865 K. 18.10.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/16395
KARAR NO : 2012/43865
KARAR TARİHİ : 18.10.2012

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Bilişim Sistemleri Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Şikayetçi kurum vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Suçtan zarar görmeyen şikayetçi vekilinin sanık hakkında kurulan hükmü temyiz etmekte hukuki yararı bulunmadığından, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan CMUK.nun 317. maddesi uyarınca temyiz isteminin REDDİNE,
2-Sanık müdafiinin nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazına gelince;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; şikayetçiler ATM’de işlem yaparken müdahale eden sanığın çekilmemesi gereken paranın çekilmesi nedeni ile iade edilmesi gerektiğini söyleyerek zarfı bankamatiğe veriyormuş gibi yapıp içerisindeki paraları aldığı olayda sanığın eyleminin hırsızlık suçuna vücut vereceği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine hükmolunması,
Kabule göre de;
1-Sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas mahkumiyeti bulunduğu halde 5237 sayılı TCK.nun 58. maddesinin uygulanmaması,
2-Sanığın polis karakoluna davet edilmesi üzerine aldığı parayı iade ettiği olayda etkin pişmanlık bulunmamasına rağmen TCK’nın 168. maddesinin uygulanması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 18.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.