Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2011/14133 E. 2012/38593 K. 06.06.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/14133
KARAR NO : 2012/38593
KARAR TARİHİ : 06.06.2012

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
5237 Sayılı TCK’nun 157.maddesi gereğince hapis cezası yanında adli para cezası da öngörüldüğü halde, sanık hakkında adli para cezasına hükmedilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 06.10.2009 gün ve 8-124-224 sayılı kararında açıkça belirlendiği gibi temel cezanın belirlenmesinde hakim somut olayda TCK.nun 61/1.maddesi gözönünde bulundurarak işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırları arasında temel cezayı belirlerken aynı yasanın 3/1 maddesi uyarınca hüküm ile işlenen fiil arasında “orantı” bulunmasını gözetmek durumundadır. Hakimin temel cezayı belirlerken dayandığı gerekçenin yasal ve yeterli olması denetime izin verecek şekilde açıkça gösterilmesi gereklidir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde kullanılan gerekçenin TCK.nun 61.maddesi anlamında yasal ve buna bağlı olarak alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayin edilmesi doğru bir uygulama olarak kabul edilebilir ise de suça konu değer gözetildiğinde alt sınırı 1 yıl olan bir suç için temel cezanın 5 yıl olarak belirlenmiş olması orantılılık ilkesiyle bağdaşmadığından takdir hakkının hak ve nesafet kuralları sınırlarını aşar şekilde en üst sınırdan kullanılması suretiyle ceza tayini,
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 108/2.maddesi gereğince, tekerrür nedeniyle koşullu salıverilme süresine eklenecek miktar, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamayacağından infazda tereddüde neden olunmaması için sanığın sabıka kaydındaki hükümlülüklerine ilişkin infaz tarihlerini de içeren kesinleşmiş karar örneklerinden hangisinin tekerrüre esas alındığının belirtilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
5237 Sayılı Yasanın 53.maddesinin 1.fıkrasının (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarına ilişkin hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3.fıkrasına göre koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 Sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.