Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2011/11655 E. 2012/31433 K. 12.03.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/11655
KARAR NO : 2012/31433
KARAR TARİHİ : 12.03.2012

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Gerekçeli kararın başlık bölümünde suçun işlendiği zaman dilimi gösterilmeyerek 5271 sayılı CMK’nın 232/2-c maddesine aykırı davranılmış ve hüküm kurulurken 765 sayılı TCK’nın 522. maddesi yerine 552. maddesi yazılması yazılmış ise de, belirtilen hususların mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olduğu anlaşıldığından, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için aranan, 5271 sayılı CMK’un 231/6.maddesinin (a) bendinde yazılı “kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunma” nesnel koşulunun bulunmaması nedeniyle, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; Video çekimi yaptırma bahanesiyle sanık ve arkadaşı tarafından müşteki çağrıldIktan sonra, ticari taksiyle yola çıktıkları ve …’de … denilen yerde durdukları, sanığın , müştekinin, içerisinde kamera, video kaset, adaptör, para vs. bulunduğu çantayı araçta bırakıp kendisine, bazı eşyaların taşınması için yardım etmesini istediği, müşteki bunu kabul ettikten sonra, işyerine giren sanık ve arkadaşının uzunca bir süre buradan çıkmaması üzerine, müştekinin , içerde sanığın bulunmadığını gördüğü ve ticari taksinin bulunduğu yere geldiğinde ise geldikleri ticari taksinin yerinde olmadığını gördüğü olayda, sanığın dolandırıcılık suçunu işlediğine dair kabulde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak;
Adli para cezalarının 5083 sayılı Kanun’un 1.maddesi ile 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu’nun 04.04.2007 tarih ve 2007/11963 sayılı kararının 1.maddesi uyarınca Türk Lirası (TL) olarak belirlenmesinde zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirmiş olduğundan hükmün, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu durum aynı kanunun 322.maddesi gereğince yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükümde yer alan “YTL” ibaresinin “TL” olarak değiştirilmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12/03/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.