Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2021/319 E. 2021/1120 K. 22.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/319
KARAR NO : 2021/1120
KARAR TARİHİ : 22.02.2021

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.04.2015 gününde verilen dilekçe ile yasal önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, yasal önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkiline herhangi bir resmi bildirim yapılmadan davaya konu 3300 parsel sayılı taşınmazdaki 7/7320 hissenin 70.000,00TL bedel karşılığında davalı tarafından 15.08.2013 tarihinde satın alındığını, bedelin muvazaalı olduğunu ve önalım hakkını engellemek için bedelin yüksek gösterildiğini belirterek davalı adına kayıtlı söz konusu hissenin iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının önalım hakkını kullanma talebini kabul ettiğini ancak muvazaa iddiasını kabul etmediğini belirtmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile “dava konusu … Mahallesi, 3300 parsel sayılı taşınmazda davalı … adına kayıtlı 7/7320 hisseye ilişkin tapu kaydının iptali ile bu hissenin davacı … adına tapuya kayıt ve tesciline” karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir.
Dava konusu payın satışına ilişkin hukuki işlemin tarafı olan davalı üçüncü kişi durumundaki davacıya karşı bedelde muvazaa iddiasında bulunamaz ise de davacı önalım hakkına engel olmak amacıyla satış bedelinin resmi satış senedinde yüksek gösterildiğini iddia edebilir ve bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir.
Somut olay incelendiğinde; davalı vekilinin 14.05.2015 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle, “davacının önalım hakkını kullanma talebini kabul ettiğini, ancak muvazaa iddiasını kabul etmediğini belirtmiş” mahkemece alınan 18.12.2015 tarihli kök rapor ile 26.04.2016 tarihli ek raporda davaya konu taşınmazın dava tarihindeki değeri, 37.400,00TL olarak belirlenmiş ve yargılamanın 4. celsesindeki ara karar ile taşınmazın dava tarihindeki değeri olan 37.400,00TL bedel ile alıcı tarafça ödenen 748,00TL masrafla birlikte toplam 38.148,00TL’nin davacı tarafça yatırılması için 2 haftalık kesin süre verilmiş ve bu bedel, davacı tarafından depo edilmiştir. Davacının bedelde muvazaa iddiasıyla ilgili olarak 26.11.2015 tarihli keşifte dinlenen tanıklar …, … ve …’nin beyanlarının görgüye dayalı olmadığı anlaşılmaktadır. Keşifte bilirkişinin belirlediği değer tek başına bedelde muvazaayı ispatlamaya yeterli olmadığından davacı, dayandığı deliller ile muvazaa iddiasını kanıtlayamamıştır.
Tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere davacının bedelde muvazaa iddiası kanıtlanamadığından mahkemece davacıya tapudaki satış bedeliyle birlikte harç ve masrafların toplamını depo etmesi için uygun süre verilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.02.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.