Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2021/1961 E. 2021/4279 K. 24.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/1961
KARAR NO : 2021/4279
KARAR TARİHİ : 24.06.2021

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29.04.2013 gününde verilen dilekçe ile suya elatmanın önlenmesi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 09.02.2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, suya elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, 151 ada 1 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, kadimden beri kullandıkları genel su kaynağına … Tüzel Kişiliğinin haksız müdahalesi nedeniyle dava dışı komşu taşınmaz maliki … ile birlikte … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1990/237 Esas sayılı dosyası üzerinden suya elatmanın önlenmesi davası açtıklarını, mahkemenin 1990/445 Karar sayılı ilamı ile bilirkişi raporu doğrultusunda suyun yarı yarıya kullanımına karar verildiğini ve kararın 03.07.1992 tarihinde kesinleştiğini, ilama dayalı olarak taraflar arasında yapılan 15.06.1997 tarihli paylaşma sözleşmesi ile ard arda dörder gün boyunca suyun kullanımı hususunda anlaştıklarını, ancak …’in taşınmazını 3. kişiye devretmesi ve davalının suyu tek başına kullanmak istemiyle müdahalede bulunması üzerine ilamın yerine getirilmesi için … İcra Müdürlüğünün 2011/2295 Esas sayılı dosyası üzerinden davalı aleyhine başlattığı takipte icra müdürlüğü tarafından “tek başına takip yapamayacağı” gerekçesi ile infaz talebinin reddine karar verildiğini, icra müdürlüğünün bu kararının kaldırılması için … İcra Hukuk Mahkemesinin 2012/73 Esas sayılı dosyası üzerinden açtığı davanın da mahkemenin 2012/69 sayılı Kararı ile reddedilip derecattan geçerek kesinleştiğini, davalının genel suya boru takmak suretiyle haksız müdahalesini sürdürdüğünü ileri sürerek davalının suya müdahalesinin önlenmesini, … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1990/237 Esas sayılı dava dosyasında belirlendiği şekilde taraflar arasında su rejimi kurulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı … Belediyesi vekili, taraflar arasında aynı konuya ilişkin olarak verilmiş kesin bir hüküm bulunduğunu, davacının iddialarının doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile fen bilirkişisi raporunda B harfiyle gösterilen borunun sökülmesi suretiyle davalının genel suya vaki müdahalesinin önlenmesine, su toplama havuzundaki su kaynağının 10 günlük sulama periyodu oluşturularak 1’er gün süreyle davacının ve dava dışı …’in, 8 gün süre ile davalının kullanımına bırakılmak suretiyle su rejimi kurulmasına karar verilmiş, davalı … vekilinin temyizi üzerine mahkemece verilen karar Dairemizin 04.07.2017 tarihli, 2015/18289 Esas, 2017/564 Karar sayılı ilamıyla “…Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; dava konusu suyun, mevcut debisi ve öteden beri kullanım şekli itibariyle genel nitelikte yeraltı kaynak suyu olduğu anlaşılmaktadır. Genel sulardan kadim ve öncelik hakkı nazara alınmak koşulu ile herkes ihtiyacı oranında yararlanabilir. Ancak mahkemece, davacının delil olarak dayandığı … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1990/237 Esas 1990/445 Karar sayılı dosyasındaki dava konusu su ile bu dava konusunun aynı olup olmadığı araştırılmadığı gibi tarafların suya olan ihtiyaçları da ayrıntılı olarak tespit edilmemiştir.
Bu durumda mahkemece, taraflar arasında daha önce cereyan eden dava dosyası da dikkate alınmak suretiyle suların en az olduğu dönemde jeoloji, hidrolog ve ziraat mühendisinin bulunduğu bilirkişi heyetiyle mahallinde keşif icra edilerek önceki dosyadaki dava konusu ile bu dava konusunun aynı olup olmadığı araştırılmalı, davacının ve davalının suya ihtiyaç durumu ziraat bilirkişisine bilimsel verilere uygun olarak tespit ettirilmeli ve davalının suya elatması nedeniyle su kaynağının etkilenip etkilenmediği de araştırılarak tarafların bu sudan yararlanma şekil ve şartları belirlenmek suretiyle taraflar arasında su rejimi oluşturulmalıdır.
Mahkemece, değinilen bu yönler gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Öte yandan, davada taraf olmayan … hakkında hüküm kurulması da doğru görülmemiş, bu nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuş, davacı vekilinin karar düzeltme isteği reddolunmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davalı … Başkanlığının fen bilirkişisinin 09.10.2019 tarihli raporunda Z3 ile gösterilen yerin boru takılmak suretiyle nizalı su kaynağına yapılan müdahalesinin önlenmesine, Jeoloji kadastro bilirkişi raporunda Z4 ile gösterilen su kaynaklarının birleştiği toplama havuzundaki nizalı su kaynağının, bir gün davacı …, bir gün davalı … Belediyesine tahsis edilmek suretiyle su rejimi kurulmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ile davalı vekili temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesinde hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu açıklanmıştır.
Somut olaya gelince, mahkemece fen bilirkişisinin 09.10.2019 tarihli raporunda Z3 ile gösterilen yerde su kaynağına yapılan müdahalenin önlenmesine, Z4 ile gösterilen su kaynaklarının birleştiği toplama havuzundaki nizalı su kaynağının, bir gün davacı …, bir gün davalı … Belediyesine tahsis edilmek suretiyle su rejimi kurulmasına karar karar verilmiş ise de hükme esas alınan 19.10.2019 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide Z3 ve Z4 ile gösterilen herhangi bir yer bulunmadığı, hükmün bu haliyle infaza elverişli olmadığı anlaşılmış, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 24.06.2021 gününde oy birliği ile karar verildi.