YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/1686
KARAR NO : 2021/3636
KARAR TARİHİ : 31.05.2021
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.06.2007 gününde verilen dilekçe ile asıl davada tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat, birleştirilen davada ise davacı kooperatif tarafından davalı … aleyhine 21.06.2010 tarihli dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; asıl davanın davalı kooparatif yönünden kabulüne, davalı şirket yönünden reddine, birleştirilen davada elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne, ecrimisil talebinin reddine dair verilen 01.10.2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-birleştirilen davada davacı kooparatif vekili, davacı -birleştirilen davada davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı …, yükleniciye bırakılan 14 numaralı bağımsız bölümü temlik aldığını, kaba inşaat ile arsa bedelini ödediğini ileri sürerek, taşınmazın adına tescilini, bunun mümkün olmaması halinde Türk Medeni Kanununun 724. maddesi gereğince temliken tescilini, bu talebinin de yerinde görülmemesi halinde Türk Medeni Kanununun 723. maddesi uyarınca şimdilik 6.000,00TL tazminatın tahsilini istemiş; ıslah dilekçesi ile de bedeli 26.156,00TL’ye yükseltmiştir.
Birleştirilen davada; davacı …, davalı …’un yükleniciden temlik aldığı taşınmazı kullandığını, yüklenici ile aralarındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin hükmen feshedildiğini, davalının taşınmazı kullanmasında hukuki gerekçe kalmadığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ile 7.500,00TL ecrimisilin alınmasını istemiş, ıslah dilekçesi ile bedeli 15.800,00TL’ye yükseltmiştir.
Davalı yüklenici, binayı kaba inşaat olarak …’a teslim ettiğini belirtmiş; davalı kooperatif, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece asıl davanın kabulü ile; TMK’nın 724. maddesi uyarınca taşınmazın davacı adına tesciline, birleştirilen davanın reddine karar verilmiş, davalı-davacı kooperatif vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 2013/7638 Esas 2013/12885 Karar sayılı bozma ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, asıl davada 26.156,00TL bedelin 6.000,00TL kısmının dava tarihinden, bakiye bedelin de ıslah tarihinden itibaren işleyen faiziyle birlikte davalı kooperatiften alınmasına; birleştirilen davada elatmanın önlenmesi isteminin kabulü ile 2.000,00TL ecrimisil bedelinin davalı …’den alınmasına dair karar verilmiştir.
Davalı-davacı kooperatif vekili ve davacı-davalı … vekilinin hükmü temyiz etmesi üzerine Dairemiz’in 2015/10827 Esas 2016/2960 Karar sayılı ilamı ile hükmün “…bilirkişi kurulunun 01.06.2010 günlü raporunda da dava konusu taşınmazın tamamlanmış olduğu tespit edilmiştir. Yüklenicinin arsa malikine karşı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle anılan sözleşme hükmen feshedilmiştir. Yüklenici artık akidi olan davacıya karşı taşınmazın mülkiyetini nakletme borcunu yerine getiremeyeceğinden davacı …’in BK’nın 96. maddesinde tanımlanan müspet zararından sözleşmenin ademi ifası nedeniyle sorumludur. Dolayısıyla, dava tarihinde davaya konu taşınmazın kaba inşaat olarak rayiç değerinin tespit edilmesi, ayrıca davacının kaba inşaat olarak teslim alarak tamamladığı imalatlardan ise davalı arsa maliki sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca sorumlu olacağından taşınmazda kaba inşaat tesliminden sonra yapılan imalatların bedelinin de saptanması gerekir..
Mahkemece, inşaat mühendisi, mimar ve emlak değerlendirme uzmanının katılımı ile oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle keşif yapılarak bilirkişilerden dava tarihi itibariyle taşınmazın kaba inşaat rayiç değeri ile kaba inşaattan sonra yapılan imalatların bedeli tespit edilerek sonuca gidilmesi gerekirken taşınmazın temel inşaatından sonra yapılan tüm imalatlardan davalı arsa malikinin sorumlu tutması doğru değildir.
Diğer taraftan, ecrimisil alacağı 08.03.1950 günlü ve 1945/22 Esas, 1950/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre haksız olarak kötüniyetli kullanımdan doğan bir işgal tazminatıdır. Nitekim, TMK’nın 995. maddesi gereğince “İyiniyetli olmayan zilyet, geri vermekle yükümlü olduğu şeyi haksız alıkoymuş olması yüzünden hak sahibine verdiği zararlar ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünler karşılığında tazminat ödemek zorundadır.” Somut olayda, davalı … taşınmazı davalı arsa maliki ile davalı yüklenici arasındaki sözleşmeye dayanarak yükleniciden kaba inşaat olarak temlik alıp kullanılabilir hale getirdikten sonra tasarrufta bulunmuştur. Bu durumda, davalı …’in kötüniyetli olduğundan sözedilemeyeceğinden ecrimisil ödemesine karar verilmesi doğru değildir…” şeklindeki gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; asıl dava yönünden, davanın kabulü ile 26.156,00TL’nin 6.000,00TL’lik kısmına dava tarihi olan 19.06.2007 tarihinden itibaren, bakiye 20.156,00TL kısmına ıslah tarihi olan 05.11.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı… Kooperatifinden alınarak davacıya verilmesine, davalı … Şirketi aleyhine açılan davanın reddine; birleştirilen dava yönünden, davanın kabulü ile el atmanın önlenmesine, ecri-misil talebine ilişkin davasının reddine karar verilmiştir.
Hükmü davalı-davacı kooperatif vekili, davacı-davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Birleştirilen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası yönünden; davalı-davacı Kooperatif vekili ile davacı-davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Asıl dava yönünden davacı-davalı vekili ve davalı-davacı Kooperatif vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Mahkemece her ne kadar Dairemizin 2015/10827 Esas 2016/2960 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ise de, davacı-davalı vekilinin davalı yüklenici şirkete yöneltmiş olduğu adi yazılı satış sözleşmesinden kaynaklanan müspet zararına ilişkin talebinin reddedilmesi usule uygun olmamıştır.
Ayrıca, davalı-davacı Kooperatif’in önceki bozma ilamında belirtildiği gibi yalnızca inşaatın tamamlanma bedelinden sorumlu tutulması gerekirken, kaba inşaat bedeli ile birlikte inşaatın tamamlanma bedelinden sorumlu tutulmuş olması da doğru değildir.
Hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı-davacı koperatif vekili ile davacı-davalı vekilinin birleştirilen dava yönünden tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca asıl dava yönünden temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.05.2021 gününde oy birliği ile karar verildi.