Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2021/1357 E. 2021/2636 K. 08.04.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/1357
KARAR NO : 2021/2636
KARAR TARİHİ : 08.04.2021

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil yada tazminat davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 24.09.2020 gün ve 2016/15806 Esas, 2020/5409 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil; ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, … ili, … ilçesi, … Köyü’nde bulunan 3.000 m²’lik taşınmazı müvekkili adına satın alması için davalıya, taraflara ait şirket hesapları üzerinden havale yapılarak ve bir kısmının da müvekkilinin kredi kartından çekilmek suretiyle toplam 81.000 Paund ödendiğini, davalının taşınmazın tapusunu devretmeye yanaşmadığı gibi adına kayıtlı taşınmazları kötü niyetli olarak ve müvekkilinden mal kaçırmak amacıyla 3. kişilere devrettiğini ileri sürerek … Köyü’nde bulunan taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini; olmadığı taktirde, davalıya müvekkili adına arsa satın alması için ödenen 81.000… dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödeme tarihindeki … efektif satış kuru üzerinden TL karşılığının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafça yapılan ödemelerin müvekkilinden satın alınan kuyum eşyalarına ilişkin olduğunu, taraflar arasında taşınmaz alımına ilişkin bir anlaşma bulunmadığını, sunulan havale makbuzlarının yazılı delil yada delil başlangıcı niteliğinde olmadığını, müvekkili tarafından gönderildiği iddia edilen maillerin ise müvekkilinin eski çalışanı olan … tarafından mail hesabının ele geçirilerek gönderilmiş olabileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın somut ve inandırıcı bir delille kanıtlanamadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine dair verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 24.09.2020 tarihli ve 2016/15806 E. 2020/5409 K. sayılı ilamı ile özetle; dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, davacının tescil talebine konu ettiği taşınmazın … Köyünde kain 260 parsel sayılı taşınmaz olduğunun anlaşıldığı, dava konusu bu taşınmazın 26.02.2013 tarihinde davalı … tarafından dava dışı 3. kişi …’e; … tarafından da 13.02.2014 tarihinde 1/3’er paylı olarak dava dışı … …’e satış suretiyle devredildiği; öte yandan davacının, davalı tarafa bir kısım ödemeler yaptığı ve bunu gösterir makbuzları dosyaya sunduğu gibi taraflar arasında elektronik yazışma içerikleri ve tanık beyanından da davacı (…) ile davalı (…) arasında bir inanç sözleşmesinin bulunduğunun anlaşıldığı, bu durumda mahkemece, dava konusu taşınmazın güncel tapu kaydının dosya arasına alındıktan sonra, son tapu kayıt maliklerine husumet yöneltilerek, Türk Medeni Kanununun 1023. maddesi uyarınca tapu siciline güven ilkesine dayalı iyiniyetli alıcı olup olmadıklarının araştırılması, iyi niyetli olmadıkları kanaatine varıldığında tapu iptali ve tescile karar verilmesi; iyi niyetli olduklarının anlaşılması halinde ise söz konusu taşınmaz alımı nedeni ile davacının, davalı tarafa ödediği miktarın tespit edilerek, bu miktarın hüküm altına alınması gerekirken, eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına karşı, davalılar vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan karar düzeltme itirazları yerinde görülmemiş; bu nedenle reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Somut uyuşmazlıkta; davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde tazminat istemiyle dava açılmış ise de yargılamanın devamı sırasında 26.02.2015 tarihli 8. celsede davacı vekilinin, dava konusu taşınmazın dava dışı üçüncü şahıslara satılması nedeniyle ifasının imkansız hale geldiğini belirterek tapu iptali ve tescil talebinden vazgeçtiklerini bildirdiği ve davaya tazminat istemi yönünden devam edilmesini talep ettiği; duruşmada hazır bulunan davalılar vekilinin ise vazgeçmeye karşı herhangi bir beyanda bulunmadığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar, Dairemizin bir önceki bozma ilamında, davacının tescil talebinin devam ettiği varsayılarak, son tapu kayıt maliklerine husumet yöneltilmesi ve iyiniyetli alıcı olup olmadıklarının araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiş ise de davacı tarafın tapu iptali ve tescil talebinden vazgeçtiği anlaşıldığından, bozma kararının gerekçesinin maddi hataya dayalı olduğu bu kez yapılan incelemede tespit edilmekle, davalılar vekilinin bu hususa yönelik karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 24.09.2020 tarihli ve 2016/15806 E. 2020/5409 K. sayılı bozma ilamının kaldırılmasına ve davacı tarafın ikinci kademedeki tazminat istemi ile ilgili inceleme ve araştırma yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) No’lu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair karar düzeltme itirazlarının reddine, (2) No’lu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 24.09.2020 tarihli ve 2016/15806 Esas, 2020/5409 Karar sayılı bozma ilamının KALDIRILMASINA, hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan harcın yatıranlara iadesine, 08.04.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.