Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2020/3912 E. 2021/1282 K. 25.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/3912
KARAR NO : 2021/1282
KARAR TARİHİ : 25.02.2021

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki geçit hakkı kurulması davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 24/06/2020 gün ve 2019/3101 Esas, 2020/3989 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı … vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacılar 172 ada 30, 39, 40 ve 42 sayılı parsel sayılı taşınmazlar lehine, 172 ada 31, 41, 43 ve 125 ada 12 sayılı parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit hakkı kurulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar davalı … tarafından temyiz edilmiş, verilen karar, Dairemizin 30.03.2011 tarihli, 2011/2623 Esas, 2011/4074 Karar sayılı ilamıyla, “…Davacılar farklı parsel malikleri olup, her bir davacıya ait talep değerlendirilirken geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalardaki ilkelerin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekeceğinden 4 ayrı parsel malikinin tek bir dava dilekçesi ile dava açıp, mahkemece de bu doğrultuda infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru olmamıştır.
Diğer yandan, hüküm kurulurken “kesintisizlik” ilkesine aykırı hareket edilmiştir. Dosya arasındaki bilirkişi rapor ve ekindeki krokide, davacıların parsellerinin bağlandığı yoldan önce “ark” görülmektedir. Bu kısımdan hangi surette geçit hakkı kurulacağı hükümde ve hükmün gerekçesinde açıklanmamıştır. Yine, hüküm kurulurken dosya arasında birden fazla bilirkişi raporu bulunduğu halde; hükme esas alınıp 2 no’lu seçenek diye adlandırılan bilirkişi raporunun hangi tarihli bilirkişi raporu olduğu belirtilmemiştir.
Ayrıca, yargılama harç ve giderlerinin yukarıda belirtilen ilkelere aykırı olarak davalılara yüklenmiş olması da bir diğer bozma nedenidir.
Karar açıklanan bu nedenlerle bozulmalıdır.
Kabule göre de; üzerinden geçit hakkı kurulan 31 No’lu parselin maliki … hakkında usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığı ve … adlı şahsın da davalı taşınmazlardan herhangi birinin maliki olmadığı halde davada davalı olarak gösterilmeleri isabetli olmamıştır. ” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yapılan yargılamada davaya 30 parsel yönünden eldeki dosya üzerinden devamına diğer parseller hakkında açılan davanın bu dosyadan tefriki ile ayrı esaslara kaydına karar verildikten sonra davanın kabulü ile 30 parsel sayılı taşınmaz lehine 31, 39, 40, 41, 42, 43 ve 12 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine 09.09.2013 tarihli bilirkişi rapor ve krokisinde A, B, C, D, E, F ve H harfi ile işaretli toplan 332,40 m2 kısımdan geçit hakkı tesisine, depo edilmiş olan 3.322,00 TL’nin 41 no’lu parsel ile 12 no’lu parsel maliklerine bilirkişi raporunda belirtilen miktarlar dikkate alınarak ödenmesine, diğer davalı parsel malikleri bedel talep etmediklerinden bu yönde hüküm kurulmasına yer olmadığına, 3 adet 100’lük büzün davacı tarafından temini ile su arkına yerleştirilmesine, dolgu malzemesi ile doldurulmasına karar verilmiş, 12 sayılı parselin önceki ve sonraki maliklerinin temyizi üzerine karar, Dairemizin 02.03.2015 tarihli, 2015/1358 Esas, 2015/2253 Karar sayılı ilamıyla “…Somut olaya gelince; bu tür davalarda fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince yüzölçümü daha büyük olan taşınmazlarda geçit kurulması tercih edilmelidir. Dosya içerisindeki pafta sureti, bilirkişi rapor ve krokileri ile tapu kayıtlarına göre davacının, aleyhine geçit kurulması istediği 12 sayılı parsele bitişik dava dışı 11 sayılı parselin yüzölçümünün çok büyük olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece bu taşınmazdan veya 11 ve 12 sayılı parsellerin sınırlarından geçit kurulamasının daha uygun olup olmadığı araştırılarak, ayrıca aleyhine geçit kurulan taşınmazların değerlerinin belirlendiği keşif tarihinden hükmün verildiği güne kadar geçen sürede taşınmazların değerinde önemli ölçüde azalma olduğu gözetilerek Dairemizin yukarıda belirtilen ilkelerine göre hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespit edilerek ve hangi parsel malikine ne miktar ödeme yapılacağı belirlenerek infaza elverişli bir karar verilmesi gerekirken bedel yönünden 24.06.2008 tarihli raporun hükme esas alınması doğru görülmemiş, bu nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, dava konusu 172 ada 30 parsel sayılı taşınmaz lehine 172 ada 31 parsel sayılı taşınmazda krokide A ile gösterilen yer, 172 ada 39 parsel sayılı taşınmazda krokide B ile gösterilen yer ile … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/590 Esas, 2014/122 Karar sayılı dosyasında 172 ada 39 parsel sayılı taşınmaz lehine geçit hakkı tesisine karar verilen ve krokide C+D+E+F+G+H ile gösterilen yer, 172 ada 40, 41, 42, 43 parsel sayılı taşınmazlar ile 125 ada 12 parsel sayılı taşınmaz aleyhine geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davalı … vekili temyiz etmiş, karar Dairemizin 24.06.2020 tarihli, 2019/3101 Esas, 2020/3989 Karar sayılı ilamı ile onanmış, davalı … vekili karar düzeltme isteğinde bulunmuştur.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Zorunlu geçit istemi değerlendirilirken, genel yola ulaşacak seçenekler arasında, daha önce üzerinde geçit kurulmak suretiyle genel yola bağlanmış bir taşınmaz varsa, diğer koşullarla çelişmediği ölçüde, bu seçenekten yararlanılarak bir sonuca ulaşmak mümkündür.
Böyle bir durumda, başkaca taşınmaz yararına önceden kurulan geçitin yükü artacağından, bu taşınmaz için uygun bir bedele hükmedilmesi gerekir.
Somut olayda; mahkemece, dava konusu 172 ada 30 parsel sayılı taşınmaz lehine 172 ada 31 parsel sayılı taşınmazda krokide A ile gösterilen yer, 172 ada 39 parsel sayılı taşınmazda krokide B ile gösterilen yer ile … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/590 Esas, 2014/122 Karar sayılı dosyasında 172 ada 39 parsel sayılı taşınmaz lehine geçit hakkı tesisine karar verilen ve krokide C+D+E+F+G+H ile gösterilen yer, 172 ada 40, 41, 42, 43 parsel sayılı taşınmazlar ile 125 ada 12 parsel sayılı taşınmaz aleyhine geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.
Davacının taşınmazı olan 172 ada 30 parsel sayılı taşınmaz lehine kurulan geçit irtifakı daha önce … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/590 Esas sayılı dosyasında komşu 172 ada 39 parsel lehine tesis edilen geçit irtifakına bağlanmış ise de bu durumda yükümlü taşınmazlardan olan 172 ada 12 parsel sayılı taşınmazın geçit yükü ağırlaştığından bilirkişi vasıtasıyla uygun bir geçit bedeli tespit edilerek 12 parsel sayılı taşınmaz malikine ödenmek üzere depo edildikten sonra geçit irtifakı kurulması gerekirken herhangi bir bedel belirlenmeden geçit irtifakı kurulması doğru görülmemiştir.
Hükmün yukarıda belirtilen nedenlerle bozulması gerekirken maddi hata sonucu onandığı bu defa yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından davalı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 24.06.2020 tarihli, 2019/3101 Esas, 2020/3989 sayılı ilamının kaldırılarak kararın yerel mahkeme kararının anılan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı … vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile, Dairemizin 24.06.2020 tarihli, 2019/3101 Esas, 2020/3989 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, yerel mahkeme kararının yazılı gerekçe ile BOZULMASINA, peşin alınan harcın yatırana iadesine, 25.02.2021 gününde oy birliği ile karar verildi.