Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2020/3442 E. 2020/6504 K. 21.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/3442
KARAR NO : 2020/6504
KARAR TARİHİ : 21.10.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.05.2014 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil, ıslah ile hacizlerden ari olarak tescili talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19.07.2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R

Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil ve ıslah ile ihtiyati tedbir tarihinden sonra tesis edilen haciz şerhlerinin terkini istemlerine ilişkindir.
Davacı vekili, 1575 parsel sayılı taşınmazda davacının paydaş olduğunu, davalının 22.05.2012 tarihinde pay satın aldığını belirterek önalım hakkına dayalı tapu iptal ve tescile karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, taşınmazda fiili taksim olduğunu iddia ederek davanın reddini savunmuştur.
Davacı vekili, 12.10.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile son tapu kaydına göre dava açılıp ihtiyati tedbir şerhi işlendikten sonra tesis edilen ihtiyati haciz şerhlerinden ari bir şekilde dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine Dairemizin 05.12.2017 tarihli 2016/18805 Esas ve 2017/9090 Karar sayılı ilamı ile “23.06.2015 tarihli fen bilirkişisi raporu ve eki krokide davalının 1575 No’lu parselde B harfi ile gösterilen kısmı kullandığı, taşınmazda farklı kullanım alanlarının oluştuğu anlaşılmış ancak davacının dava konusu taşınmazda fiilen kullandığı bir kısım olup olmadığı araştırılmamıştır. Taşınmaz üzerinde fiili taksim olup olmadığı varsa taşınmazın hangi bölümünün kimler tarafından ve ne şekilde kullanıldığı hususları açıklığa kavuşturulamamıştır. Bu nedenle; öncelikle fiili taksime ilişkin taraf delillerinin tümü toplandıktan sonra mahallinde yeniden keşif yapılarak tarafların tanıkları taşınmaz başında dinlenerek, davacının dava konusu taşınmazda belirli bir yeri kullanıp kullanmadığı, davalıya pay satan kişinin kullandığı bölüm bulunup bulunmadığı belirlenerek ve tanıklarca gösterilecek yerler fen bilirkişisi tarafından düzenlenecek krokide denetime elverişli şekilde işaretlenmek suretiyle, fiili taksimin mevcut olup olmadığı saptanmalı, varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda “Davanın kabulü ile dava konusu … ili, … ilçesi, … Mahallesi 1575 parsel sayılı taşınmazda davalı … adına kayıtlı olan hissenin iptali ile davacı adına tesciline, karar kesinleştiğinde depo edilen 36.317,50TL şuf’a bedelinin davalıya ödenmesine, ödeme aşamasında şuf’a bedeli üzerine konulmuş olan haczin dikkate alınmasına, dava konusu taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararının tapuya işlendiği tarih olan 18.06.2014 tarihinden sonraki haciz şerhlerinin kararın kesinleşmesini müteakip terkinine” karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Tapu kaydındaki şerhlerin kaldırılmasına ilişkin davalarda husumetin kural olarak tapudaki şerh lehdarlarına yöneltilmesi gerekir.
Somut olayda; davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yok ise de; haciz şerhinin terkini istemli davalarda lehtarların hakları doğrudan etkileneceğinden davada taraf olmaları gerekmektedir. Haciz lehtarlarının davada taraf olmaksızın yokluklarında aleyhlerine olacak şekilde haciz şerhlerinin terkinine karar verilerek eksik taraf teşkili ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.10.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.