Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2020/2793 E. 2020/6529 K. 21.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/2793
KARAR NO : 2020/6529
KARAR TARİHİ : 21.10.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Dairemizin 05.02.2020 tarihli 2019/1068 Esas, 2020/336 Karar sayılı mahalline iade kararı gereğinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşıldığından, bu kez daha dikkatlice okunarak yeni bir yazışmaya sebebiyet verilmeksizin ve aksine davranışın hukuki sorumluluk gerektireceği dikkate alınmak suretiyle;
7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir.
1)Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılmalıdır. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir.
2)Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir.
Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması ve bu hükme göre tebliğ edilmesi, yukarıda belirtilen hükümlere aykırı olduğundan ve muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından usulüne uygun değildir.
Yukarıda açıklanan ilkeler gereğince somut olaya gelince;
1- Bir önceki mahalline iade kararında, davalılardan … ve …’ın adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde gerekçeli kararın tebliği sağlanarak yasal temyiz süresinin beklenilmesi sonra dosyanın dairemize gönderilmesi istenilmiştir. Mahkemece davalı … ve …’a gerekçeli karar yeniden tebliğe çıkartılmış ise de, tekrar doğrudan Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği ve usulsüz olduğu anlaşıldığından adı geçen davalıların belirlenen adreslerine 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde gerekçeli kararın tebliği sağlanıp yasal temyiz süresi beklenilmesi,
2- Dava konusu … ili, … ilçesi, … Köyü, 929 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı pasif hale geldiğinden güncel tapu kaydının ilgili tapu müdürlüğünden temin edilerek dosya arasına eklenmesi,
3-Davalı …’a ait mirasçılık belgesi ilgilisinden temin edilip, gerekçeli karar tebliğ edilmeyen mirasçılarına gerekçeli kararın tebliğinin sağlanması ve kanuni temyiz süresinin beklenilmesi,
Yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, 21.10.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.