Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2020/240 E. 2020/1793 K. 13.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/240
KARAR NO : 2020/1793
KARAR TARİHİ : 13.02.2020

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
I-7201 sayılı Tebligat Kanununun;
1- “Bilinen Adreste Tebligat” kenar başlıklı 10. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.
Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.”
2-“Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” kenar başlıklı 16. maddesinde “Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.” hükümlerine yer verilmiştir.
3-“Celse esnasında veya kalemde tebligat” kenar başlıklı 7201 sayılı Tebligat Kanununun 36. maddesi ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 58. maddesinde, Celse esnasında veya kalemde, soruşturmaya, davaya ya da takibe ait evrakın, taraflara, ilgili üçüncü kişilere, katılana veya vekillerine tutanağa geçirilmek suretiyle veya imza karşılığında, tebliğ konusu belirtilerek tevdii, tebliğ hükmündedir hükümlerine yer verilmiştir.
4-“Tebellüğ edecek şahsın hasım olması” kenar başlıklı 39. maddesinde, “Bu kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz.” hükümlerine yer verilmiştir.
II-Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin; “Tebellüğ edecek şahsın hasım olması” kenar başlıklı 62. maddesinde, “(1) Bu Yönetmelik hükümlerine göre muhatap adına kendilerine tebliğ yapılabilecek kişilerin, o davada hasım olarak ilgileri varsa, muhatap adına kendilerine tebligat yapılamaz” hükümlerine yer verilmiştir.
Somut olaya gelince; Dairemizin 18.04.2019 günlü 2016/16650 Esas ve 2019/3603 Karar sayılı ilamıyla, “Davalı …’ya gerekçeli kararın Tebligat Kanunun 21/2. maddesine göre doğrudan tebliğ edildiği, tebligatın usulsüz olduğu” gerekçeleri ile davalıya 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde tebligat yapılması için dosyanın mahalline iadesine karar verilmiştir.
Mahkemece, … adına tebliğe çıkartılması gereken gerekçeli karar diğer davalı ablası …’na kalemde tebliğ edilmiştir.
Yukarıdaki açıklanan mevzuat çerçevesinde kalemde yapılacak tebligatın ancak ilgilisine bizzat veya vekiline yapılması gerektiği halde, davalı …’nın ablası olan ve aynı zamanda davalı olması nedeni ile aralarında çıkar çatışması da olabilecek …’na yapılması 7201 sayılı Kanunun 36. 39. ve Yönetmeliğin 62. maddesine aykırı olduğu anlaşıldığından, adı geçen davalıya 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde gerekçeli kararın tebliği ile kanun yoluna başvuru süresinin beklenilmesinden sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 13.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.