Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2020/1929 E. 2020/7528 K. 19.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1929
KARAR NO : 2020/7528
KARAR TARİHİ : 19.11.2020

14. Hukuk Dairesi

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25/12/2012 gününde verilen dilekçe ile tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30/04/2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı … tarafından 651 ada 24 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 261,00 m2 alanlı gecekondu için müvekkili adına 02.06.1987 tarihli tapu tahsis belgesinin düzenlendiğini, taşınmaz bedelinin müvekkilince on iki eşit taksitle ödendiğini, tapunun devri için davalı belediyeye başvurduğunda, tahsise konu yer için yeni bedel tespiti yapıldıktan sonra Belediye Encümeninin vereceği karar doğrultusunda işlem yapılacağının bildirildiğini, ancak taşınmaz bedelinin tamamen ödendiğini ve tapunun devri için gerekli tüm şartların oluştuğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, idari yargının görevli olduğunu belirterek görev itirazında bulunmuş; ayrıca davacı tarafça ödendiği iddia edilen bedelin, tapu tahsis belgesinin düzenlendiği sırada yeminli özel teknik büro tarafından beyan edilen bedel olduğunu 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında belirlenmediğini, bu nedenle müvekkili belediyece taşınmazın güncel rayiç bedelinin tespit edilerek ödemesi için davacıya bildirimde bulunulduğunu, davacı tarafından bedel tespiti işlemine karşı idare mahkemesinde dava açıldığını, ancak mahkemece davanın reddine karar verildiğini ve hükmün kesinleştiğini, tapunun devri için belediyece belirlenen bedelin ödenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, idari yargının görevli olduğu gerekçesi ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine dair verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 05.04.2016 tarihli ve 2014/17059 E. 2016/4079 K. sayılı ilamıyla özetle; tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davanın idari nitelikte bir dava olmayıp bu tür uyuşmazlıkların adli yargıda çözümlenmesi gerektiğinden, tarafların tüm delilleri toplanıp birlikte değerlendirilmek suretiyle işin esası hakkında oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için gerekli yasal şartların oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne ve dava konusu 651 ada 24 parsel sayılı taşınmazın davalı … adına olan tapu kaydının iptali ile 245,98 m2’sinin davacı adına, bakiye 16,72 m2’sinin davalı adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı … vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, bu nedenle reddine karar vermek gerekmiştir.
2-6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi gereğince;
Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bunların yanında hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. (HMK m.26/1)
Somut olaya gelince; davanın kabulü ile tapu iptali ve tescile karar verilmesi yerinde ise de mahkemece, önceki bilirkişilerden ek rapor alınmak suretiyle imar uygulaması sırasında dava konusu 651 ada 24 parsel sayılı taşınmaza uygulanan düzenleme ortaklık payı (DOP) oranının, tapu tahsis belgesi uyarınca davacıya tahsis edilen kısımdan düşülerek davacının taşınmazda hak sahibi olduğu miktarın açıkça tespit edilmesi; daha sonra bu miktara tekabül eden pay oranının belirlenerek davacının bu pay oranında taşınmazda paydaş kılınması suretiyle tapu iptali ve tescile karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş; bu nedenle hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) No’lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) No’lu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 19.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.