Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2020/1729 E. 2020/4715 K. 09.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1729
KARAR NO : 2020/4715
KARAR TARİHİ : 09.09.2020

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.07.2015 tarihinde verilen dilekçeyle satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 19.06.2018 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmiştir. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 14.01.2020 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. …, karşı taraftan davalılar vekili Av. … geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildi. Açık duruşmanın bittiği bildirildi. Tayin olunan 14.01.2020 günü duruşma icrasından sonra dosyada görülen eksiklik nedeniyle evrak mahalline iade edildi. Anılan eksikliğin giderilmesinden sonra dosya tekrar Dairemize gönderilmiş olmakla içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının … Noterliği’nin 07.02.1996 tarihli, 572 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesiyle ile dava konusu dükkanı dava dışı …’e satmayı vaat ettiğini, satış vaadi sözleşmesi sonrasında yapılan kadastro çalışmaları sonrasında taşınmazın 166 ada 13 parsel olarak tapuya kaydedildiğini, dava dışı …’in … Noterliği’nin 19.08.1997 tarihli, 3911 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesiyle dükkanı davacıya satmayı vaat ettiğini, satış bedelini nakden ve tamamen ödediğini, dükkanı sözleşme tarihinden beri davacı tarafından kullanıldığını, davalının taşınmazı tapuda devretmediği gibi meni müdahale davası açtığını belirterek tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuştur.
Davalı … cevap dilekçesinde, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davası açmak için on yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, sözleşmenin tarafının davacı olmadığını, davalıya dava dışı … arasında imzalanan sözleşmede üçüncü kişiden bahsedilmediğini, davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Yargılama aşamasında davalı … dava konusu taşınmazdaki hissesini …’ye devretmiş, davacı vekili de HMK’nın 125. maddesi gereğince davayı …’ye karşı devam edeceklerini, akraba olan tarafların kötüniyetle hareket ettiklerini beyan etmiştir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf talebi Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından esastan reddedilmiştir.
Hükmü, davacı vekili duruşmalı olarak temyiz etmiştir.
Dairemizin 14.01.2020 tarihli, 2019/1029-345 E. K. sayılı Kararı ile, … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/603 Esas sayılı dosyası karara çıktıysa dosya aslının, anılan dosyada yargılama devam ediyorsa dosya inceleme tutanağı ile dava dilekçesi, cevap dilekçesi, cevaba cevap dilekçesi, ikinci cevap dilekçesi ve duruşma tutanaklarının onaylı örneklerinin eklenerek Dairemize gönderilmesi için dosyanın mahalline iadesine karar verilmiştir.
Dosya içerisine eklenilen evraklardan, … (…) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/603 Esas sayılı dosyasında davacının …, davalıların … ve …, dava konusunun 166 ada 13 parsel 1 numaralı bağımsız bölümde davalılar arasındaki muvazaalı satış işleminin iptaliyle taşınmazın yeniden … adına tescili talebi olduğu, mahkemece dava dosyasının 2015/141 Esas sayılı dosyadaki taraflarla dava konusunun aynı olduğu belirtilerek davanın derdestlik nedeniyle usulden reddine karar verildiği, hükmün henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır.
Davalı …’nün 10.03.2020 tarihli dilekçesinde,“ Dava konusu taşınmazın uzun yıllardır davacı … tarafından kullanıldığını bilmekteyim. Taşınmaza ilişkin ihtilafı bilmeme rağmen, dava konusu taşınmazı dava devam ederken aldım. Dava konusu taşınmaza yönelik bir bedel ödemem de söz konusu olmamıştır.” şeklinde beyanda bulunduğu görülmektedir.
Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Somut olaya gelince; Dairemizin 14.01.2020 tarihli, 2019/1029-345 E. K. sayılı mahalline iade kararından sonra davalı … tarafından dosyaya sunulan dilekçedeki beyanları dikkate alınarak kötüniyetli olup olmadığının tespitiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmiş, hükmün bu sebeple bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle HMK 373/1. maddesi gereğince temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, karardan bir örneğin Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, 2.037,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 09.09.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.Başkan