Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2019/4480 E. 2019/8473 K. 10.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/4480
KARAR NO : 2019/8473
KARAR TARİHİ : 10.12.2019

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.07.2015 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.01.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili; 3396, 2535, 2555, 3813, 848, 5639, 5621, 1231, 1989, 2046, 3083 ve 2051 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesini talep ve dava etmiştir.
Bir kısım davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazda ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı … temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK’nin 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Somut olaya gelince; dava konusu 3396 parsel sayılı taşınmaz maliklerinden … ‘nin, 5639 parsel sayılı taşınmazda …’nin davada taraf olmadığı anlaşılmakla, sağ ise kendilerinin davaya dahil edilmesi, ölmüşler ise veraset ilamı temin edilerek mirasçılarının davaya dahil edilmesi gerekmektedir.
Dava konusu taşınmazdan 848 sayılı taşınmazın tapu kayıtlarının pasif hale geldiği anlaşıldığından, sicil kaydı kapatılan ve üzerinde işlem yapma olanağı kalmayan tapu kaydı ile kurulan hükmün infaza elverişli olmadığı açıktır. Bu durumda, mahkemece anılan taşınmazlara ilişkin güncel tapu kayıtları getirtilerek saptanacak yeni duruma göre bir karar verilmesi gerekir.
Ayrıca mahkemece, satış için yazı işleri müdürünün görevlendirilmesi ibaresi gerekli ve yeterli iken, satış memurunun ismen gösterilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de davalılar … ve … ‘ya gerekçeli kararın Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesi gözardı edilmek suretiyle, davalı adına önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK’nun 21/2. maddesine göre yapıldığı ve usulsüz olduğu görülmüştür. Adı geçen davalılara 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde gerekçeli kararın tebliğ edilmemesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 10.12.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.