YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/3980
KARAR NO : 2021/4208
KARAR TARİHİ : 22.06.2021
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26/02/2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22/05/2019 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 22/06/2021 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı Hazine vekili Av. … geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafın sözlü açıklamaları dinlendi. Açık duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KA R A R
Dava, kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, … ili, … ilçesi, … 8 ada 6 parsel sayılı taşınmazı etkileyen alanda imar planı değişikliği yapılmasına ilişkin 23/10/2003 tarih, 200 sayılı … Belediye Meclis kararı ve imar uygulamasının onaylanmasına ilişkin 07/12/2004 tarih, 4211 sayılı … Belediye Encümen kararı uyarınca davalılar … ve …’nin taşınmazda paydaş olduğunu, imar planı değişikliğine ilişkin meclis kararının iptali için … 1. İdare Mahkemesinde 2005/2076 E. sayılı davayı açtıklarını, yapılan yargılama sonucunda verilen karar ile imar planı değişikliği kararının kamu yararı ve hukuka aykırılık gerekçeleri ile iptal edildiğini, kararın temyizi sonucu Danıştay 6. Dairesinin 14/09/2009 tarih ve 2007/5730 – 2009/5576 E-K sayılı ilamı ile onanıp kesinleştiğini, imar uygulamasının onaylanmasına ilişkin kararın iptali için ise … 1. İdare Mahkemesinde 2005/2077 E. sayılı davayı açtıklarını, verilen karar ile imar uygulamasının iptal edildiğini, kararın temyizi sonucu Danıştay 6. Dairesinin 14/10/2010 tarih ve 2008/5314 – 2010/3803 E-K sayılı ilamı ile onanıp kesinleştiğini, tescile esas olan … Belediye Meclisinin 07/12/2004 tarih ve 4211 sayılı kararı ile … Belediye Encümeninin 23/10/2003 tarih ve 200 sayılı kararlarının geçersizliğinin mahkeme kararı ile belirlenmesi karşısında yapılan tescilin yolsuz olduğunu belirterek dava konusu taşınmazda davalılar adına olan tapunun iptali ile müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili ile davalı … vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin ilk kararın temyizi sonucu, Dairemizin 07.11.2017 tarih, 2016/16973 E- 2017/8211 K sayılı ilamı ile, “Hüküm sonucunda davacılar adına iptal ve tesciline karar verilen taşınmaz ile dava konusu taşınmazların tapu kayıtları çelişkili olup, dava konusu taşınmazın ada numarası, parsel numarası ve iptal edilen pay miktarı açık ve infaza elverişli şekilde gösterilmemiştir. Bu hali ile verilen kararın temyiz incelemesi yapılamayacağından, karar 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesi gereğince usule aykırı olduğundan hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne, dava konusu 8 ada 6 parsel sayılı taşınmazın imar uygulamasına tabi tutulması sonucunda oluşan 5735 ada 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile (Yani imar parsellerinin iptali ile kadastro parsellerinin ihyası ile) oluşacak parselin davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı … vekili duruşmalı olarak temyiz etmiştir.
20 Şubat 2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7221 sayılı Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 7. maddesiyle 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesine yeni bir fıkra eklenmiştir.
Eklenen bu hükme göre, 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi kapsamında yapılmış imar uygulamalarının kesinleşmiş mahkeme kararlarıyla iptal edilmesi nedeniyle; davaya konu parselin imar planı kararları ile umumi ve kamu hizmetlerine ayrılan alanlara denk gelmesi veya iptal edilen uygulama ile tahsis ve tescil edilmiş parsellerde hak sahiplerince yapı yapılmış olması ve benzeri hukuki veya fiili imkânsızlıklar nedeniyle geri dönüşüm işlemleri yapılarak uygulama öncesi kök parsellere dönülemeyeceğinin parselasyon planlarını onaylamaya yetkili idarelerin onay merciince tespiti halinde, öncelikle davaya konu parselin hak sahiplerinin muvafakati alınmak kaydıyla uygulama sahası içerisinde idarece uygun bir yer tahsis edileceği veya anlaşma olmaması halinde davacı hak sahibinin kök parseldeki yeri dikkate alınarak uygulamadaki düzenleme ortaklık payı kesintisi düşüldükten sonraki taşınmazın rayiç bedeli üzerinden değerinin ödeneceği belirtilmiştir.
3194 sayılı Yasaya eklenen bu hüküm uyarınca dava konusu uyuşmazlığın idareye başvuru yoluyla çözülmesi gerektiğinden, yasa değişikliği nedeniyle reddine karar verilmesi için yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı … lehine duruşma vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.06.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.