Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2019/3752 E. 2020/4203 K. 30.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/3752
KARAR NO : 2020/4203
KARAR TARİHİ : 30.06.2020

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.11.2006 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.10.2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, … ili, … ilçesi, Merkez Mahallesi, Cilt: 13, Hane:1315, BSN:1’de nüfusa kayıtlı muris Rukiye’nin mirasçılık belgesinin verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece ilk olarak davanın kabulüne karar verilmiş, taraf vekillerinin temyiz talebi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 22.05.2009 tarihli, 2008/6212 Esas, 2009/1943 Karar sayılı ilamıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamanın sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin temyiz talebi üzerine Dairemizin 26.05.2015 tarihli, 2015/2583-9500 E.K. sayılı ilamıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamanın sonucunda davanın kabulüne murisin mirasçılarının ve miras paylarının tespitine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 598. maddesine göre, başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verilir.
Mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davada irs ilişkisi kural olarak nüfus kayıtları ile ispat olunur. Nüfus kayıtları belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle tabi değildir (TMK m. 7). Hakim çekismesiz yargıda re’sen araştırma ilkesi uyarınca, davanın ispatı için gerekli bütün delillere başvurabilir.
Hukukumuzda çekişmeli yargıya tabi davalarda taraflarca hazırlama ilkesi geçerli olup, hakim tarafların talepleri ile bağlıdır. Hakim, talepte bulunan tarafların iddia ettiği olaylar ve ileri sürdüğü delillerle yetinerek karar vermek zorundadır. Çekişmesiz yargıya tabi davalarda ise re’sen araştırma prensibi egemendir. Hasımsız açılan ve çekişmesiz yargıya tabi olan davalarda verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmediği gibi bu kararlar açılacak bir iptal davası sonucunda değiştirilebilir veya ortadan kaldırılabilir.
Mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin davalarda davacı, mirasçılık belgesi verilmesini isteyebilmek için murisin öldüğünü ve ölüm tarihini, muris ile kendisi arasındaki irs bağını kanıtlamak zorundadır. Bu tür davaların reddine karar verilebilmesi için murisin hiçbir şekilde yaşamadığının, böyle bir kişinin mevcut olmadığının belirlenmesi veya davacının murisin mirasçısı olmadığının tespiti gerekir.
Somut olayda; davacı …’ın karar tarihinden önce 25.01.2016’da öldüğü, ölümle Av. …’ye verilen vekaletnamenin geçerliliğini yitirdiği anlaşılmaktadır. Mahkemece davacının mirasçılık belgesinin temini ve mirasçılarının katılımıyla davaya devam etmesi gerekirken temsil yetkisi sona eren vekil ile yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması doğru değildir.
Kabule göre de, UYAP üzerinden alınan nüfus kayıtlarında mirasçılardan …’in 19.11.2015’te boşanmış ve çocuksuz olarak, …’in de 16.12.2017’de dul ve çocuklu olarak vefat ettiği görülmektedir. Anılan kişilerin ölümü dikkate alınmadan halen mirasçı olarak kabul edilip miras payı verilmesi de yerinde değildir.
Ayrıca, Bakanlar Kurulu’nun 14.10.1972 tarih ve 7/5204 sayılı kararıyla mirasçı …’in vatandaşlıktan çıkartıldığı anlaşılmaktadır. Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun “Malların Tasfiyesi” başlıklı 33. maddesindeki; “Vatandaşlığı iptal edilenler hakkında 15/7/1950 tarihli ve 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun hükümleri uygulanır. Bunlardan mallarının tasfiyesi gerekli görülen hallerde bu husus iptal kararında belirtilir. Bu kişiler en geç bir yıl içinde Türkiye’deki mallarını tasfiye etmek zorundadır. Aksi halde, malları Hazinece satılarak bedelleri nam ve hesaplarına kamu haznedarlığı sistemine dahil bir kamu bankasına yatırılır. Bu kişiler iptal kararı aleyhine yargı yoluna başvurdukları takdirde malların tasfiyesi dava sonuna bırakılır.” düzenlemesi dikkate alınıp hükümde mirasçı …’in miras payının akıbetinin ne olacağına ilişkin gerekli belirtmelerin de yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 30.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.