Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2019/2098 E. 2020/2007 K. 20.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2098
KARAR NO : 2020/2007
KARAR TARİHİ : 20.02.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 14/01/2019 gün ve 2018/3028 Esas, 2019/265 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı Hazine vekili, 1313 (1036) sayılı parsel olarak … Büyükşehir Belediyesi adına ihdasen tescil edilen taşınmazın 469,47 m2’lik kısmının, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ve adı geçen belediyece yapılan imar uygulaması sonucu kamu alanında kullanılmak üzere terkin edildiğini, bu ihdas parselinin anılan miktarı üzerine de 5622 ada 4, 5, ve 6 sayılı imar parsellerinin oluşturulduğunu ancak, belirtilen şuyulandırma işleminin ve öncesinde aynı bölgede … Belediyesince yapılmış olan 37 No’lu imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edildiklerini ileri sürerek 1313 (1036) sayılı kök parselin kadastro sınırları içinde imarla oluşturulan 5622 ada 4, 5 ve 6 sayılı imar parsellerinin 469,47 m2’lik binmeli alana isabet eden kısmının iptali ve Hazine adına tesciliyle tapu kayıtlarının eski hale iadesinin sağlanmasını istemiştir.
Davalı belediyeler vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, … Belediyesi hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve diğer davalılar hakkında açılan davanın kabulüne dair hükmün davacı vekili, davalı … Belediyesi vekili ve davalı … Belediyesi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin, 20.01.2016 tarihli, 2014/14850 Esas – 2016/551 Karar sayılı ilamı ile; “Çekişme konusu kısmın ihdas öncesi niteliği irdelenip değerlendirilmediği ve 775 sayılı Yasa’nın 3/2. maddesi gereği belediyeye devri gereken yerlerden olup olmadığı hususu açıklığa kavuşturulmadığı” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu mahkemece, … Belediyesi hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve diğer davalılar hakkında açılan davanın kabulüne dair verilen kararın temyizi üzerine Dairemizin 14.01.2019 tarih, 2018/3028 Esas- 2019/265 Karar sayılı ilamı ile “….hükme esas alınan 26.12.2017 tarihli fen bilirkişi raporunda dava konusu yerin kadastro çalışmaları sırasında tescil harici dere alanında kaldığının belirtildiği anlaşıldığından kadastro sırasında dere olarak belirlenen yerlerin 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/C maddesi hükmü uyarınca özel mülkiyete konu olmayan yerlerden olup, hakkında sicil oluşturularak özel mülkiyete konu edilemeyeceği gözetildiğinde, çekişmeli alanın dere vasfında olan kısmının kadastro harici bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinden mahkemece, kadastro çalışmaları sırasında çekişmeli alanın ne kadarlık kısmının derede kaldığı teknik bilirkişi tarafından krokide gösterilmek suretiyle belirtildikten sonra bu kısmın kadastro harici bırakılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere Hazine adına tesciline karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili, karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
20 Şubat 2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7221 sayılı Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 7. maddesiyle 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesine yeni bir fıkra eklenmiştir.
Eklenen bu hükme göre, 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi kapsamında yapılmış imar uygulamalarının kesinleşmiş mahkeme kararlarıyla iptal edilmesi nedeniyle; davaya konu parselin imar planı kararları ile umumi ve kamu hizmetlerine ayrılan alanlara denk gelmesi veya iptal edilen uygulama ile tahsis ve tescil edilmiş parsellerde hak sahiplerince yapı yapılmış olması ve benzeri hukuki veya fiili imkânsızlıklar nedeniyle geri dönüşüm işlemleri yapılarak uygulama öncesi kök parsellere dönülemeyeceğinin parselasyon planlarını onaylamaya yetkili idarelerin onay merciince tespiti halinde, öncelikle davaya konu parselin hak sahiplerinin muvafakati alınmak kaydıyla uygulama sahası içerisinde idarece uygun bir yer tahsis edileceği veya anlaşma olmaması halinde davacı hak sahibinin kök parseldeki yeri dikkate alınarak uygulamadaki düzenleme ortaklık payı kesintisi düşüldükten sonraki taşınmazın rayiç bedeli üzerinden değerinin ödeneceği belirtilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, eklenen bu hüküm uyarınca idareye başvuru yoluyla çözülmesi gerektiğinden, imar parselinin kadastral parsele ihyasına yönelik dava konusu talebin, kanun değişikliği nedeniyle reddine karar verilmesi için kararın bozulması gerektiğinden davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin, 14.01.2019 gün ve 2018/3028 Esas, 2019/265 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılmasına ve hükmün belirtilen gerekçe ile bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin, 14.01.2019 gün ve 2018/3028 Esas, 2019/265 Karar sayılı bozma ilamının KALDIRILMASINA, yukarıda belirtilen nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 20.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.