Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2019/177 E. 2019/5528 K. 19.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/177
KARAR NO : 2019/5528
KARAR TARİHİ : 19.09.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki mirasın hükmen reddi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 24.09.2018 gün ve 2016/399 Esas ve 2018/5932 Karar sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, mirasın hükmen reddi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, 09/04/2011 tarihinde ölen müvekkilinin mirasbırakan dedesi …’ün terekesinin borca batık olduğunu, mirasın hükmen reddinin tespitini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 24.09.2018 gün ve 2016/399 Esas ve 2018/5932 Karar sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiş, onama ilamına karşı davalı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının ve mirasçıların terekeyi kabul anlamına gelen işlemler yapıp yapmadıklarının araştırılması gerekmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 605/2 maddesi hükmü gereğince mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkin talepler, süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. TMK’nun velayet, vesayet ve miras hükümlerinin uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur. Mahkemece davacı vekiline özel yetkiyi içeren vekaletname sunması için süre verilmesi, sunduğu takdirde davaya devam edilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekir.
Öte yandan, Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/382 Esas, 2014/405 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde, muris … mirasçılarından … tarafından alacaklı … aleyhinde mirasın hükmen reddi istemiyle dava açıldığı, yapılan yargılama sonunda mahkemece, davacı … tarafından mirasın hükmen reddedilmiş sayılmasına karar verildiği, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 14.11.2016 tarihli 2015/5622 Esas, 2016/9374 Karar sayılı ilamıyla taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verildiği, bozma kararı üzerine dosyanın 2017/338 Esas numarasına kaydedildiği, halen derdest olduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda, her iki dava dosyasında da muris …’ün terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesi talep edildiğinden aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunması nedeniyle birleştirilerek görülmesi ve terekenin aktif ve pasifi mirasbırakanın ölüm tarihi itibari ile belirlenerek talep hakkında bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu husus gözardı edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
Dairemizce kararın belirtilen bu gerekçe ile bozulması gerekirken maddi hata sonucu onandığı bu defa yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde görülen karar düzeltme itirazlarının kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan gerekçeyle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 24.09.2018 gün ve 2016/399 Esas ve 2018/5932 Karar sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA, kararın açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.09.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.