Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2019/1674 E. 2020/366 K. 14.01.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/1674
KARAR NO : 2020/366
KARAR TARİHİ : 14.01.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki ölünceye kadar bakma sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 12.02.2019 gün ve 2018/3713 Esas- 2019/1210 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı … vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, ölünceye kadar bakma sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı, davalılar ile ortak murisi ve ablası …’nin 26.07.1995 tarihli ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile dava konusu 240 parsel sayılı taşınmazda kayıtlı 1 numaralı bağımsız bölümü kendisine devrettiğini ve bakım borcunu yerine getirdiğini belirterek, dava konusu taşınmazda davalılara murisleri …’den intikal eden hisselerin adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddini savunmuş; diğer davalılar, davayı kabul etmişlerdir.
Mahkemece, davalı … yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine; diğer davalılar yönünden davanın kabulüne dair verilen ilk kararın temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 19.01.2015 tarih, 2014/8376 Esas-2015/570 Karar sayılı ilamıyla, “Somut olayda; davacı ile bakım alacaklısı … arasında 26.07.1995 tarihinde İzmir 12. Noterliğinde 22586 yevmiye numarası ile ölünceye kadar bakma sözleşmesi düzenlenmiş, bakım alacaklısı … 22.04.2004 tarihinde vefat etmiş, dava ise 21.07.2008 tarihinde açılmıştır. Zamanaşımı süresi bakım alacaklısının vefat ettiği tarihte başlayacağından, dolayısıyla henüz on yıllık zamanaşımı süresi geçmiş değildir. Bu itibarla mahkemece işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş ve karar düzeltme istemi reddedilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne dava konusu taşınmazda davalıların payına isabet eden tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline dair verilen kararın temyizi üzerine, Dairemizin 12.02.2019 tarih, 2018/3713 Esas – 2019/1210 Karar sayılı ilamıyla hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Dairemizin onama kararına karşı, davalı … … vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
492 sayılı Harçlar Kanununun 16. maddesi gereğince “Değer ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerler esastır. Müdahalenin men’i tescil ve tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda gayrimenkulün değeri nazara alınır.” (1) Sayılı Tarifede “Yargı Harçları” başlığı altındaki “III-Karar ve İlam Harcı” alt başlığında ise nispi harcın, konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden belirleneceği belirtilmektedir. Yine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. maddesi hükmü uyarınca konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen bir şey olan davalarda vekalet ücreti nispi tarifeye göre belirlenir.
Somut olayda; dava dilekçesinde, dava değeri 10.000,00TL gösterilmek suretiyle bu değer üzerinden dava harcı, 13.05.2016 tarihli makbuz ile de 854,00TL tamamlama harcı yatırılmıştır. Bilirkişilerce, dava konusu taşınmazın tamamının değeri 60.000,00TL olarak belirlenmiş, tamamlama harcı da bu değer dikkate alınarak tamamlatılmıştır. Oysa ki, dava konusu taşınmazda davacının 1/3 payı olup, taşınmazın 2/3 hissesinin iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir. Bu durumda, hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden harcın hesaplanması gerekir. Yani dava konusu taşınmazın değerinin 2/3 oranına tekabül eden 40.000,00 TL değer üzerinden harcın hesaplanması gerektiği gibi davacı yararına vekalet ücretine hükmedilirken de harcı yatırılan dava değerinin dikkate alınması gerektiği halde taşınmazın tamamının değeri üzerinden karar ve ilam harcı ile vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Hükmün yargılama giderleri yönünden düzeltilerek onanması gerekirken, maddi hata nedeniyle onandığı bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından davalı … vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüne, Dairemizin 12.02.2019 gün ve 2018/3713 Esas-2019/1210 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına ve hükmün belirtilen gerekçe ile aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin sair karar düzeltme itirazlarının reddine; (2) numaralı bent uyarınca davalı … vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile, Dairemizin 12.02.2019 gün ve 2018/3713 Esas-2019/1210 Karar sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA; yerel mahkeme hükmünün 2. bendinde yer alan “4.098,60TL’den” ibaresi hükümden çıkartılarak yerine, “2.732,40TL’den” ibaresinin eklenmesine; “3.109,60TL’nin” ibaresi çıkartılarak yerine, “1.743,40TL” ibaresinin eklenmesine; hüküm sonucunun 4. bendinde yer alan “6.950,00TL” ibaresi hükümden çıkartılarak, yerine “4.750,00TL” ibaresinin eklenmesine, hükmün DÜZELTİLMİŞ ve DEĞİŞTİRİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan karar düzeltme harcının istek halinde yatırana iadesine,14.01.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.