YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5318
KARAR NO : 2019/1330
KARAR TARİHİ : 13.02.2019
14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle elatmanın önlenmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 19.09.2018 gün ve 2016/9921 Esas, 2018/5809 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın davalılar vekilince temyizi üzerine Dairemizin 19.09.2018 tarih, 2016/9921 Esas- 2018/5809 Karar sayılı ilamı ile ilamda yazılı gerekçeyle hüküm bozulmuştur.
Bozma ilamına karşı davalılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Davacı asil, 23.01.2019 havale tarihli kimliği onaylı dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 19.12.2012 tarihli, 2012/13-1369 Esas, 2012/1221 karar sayılı Kararının gerekçesinde ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; kural olarak davadan feragatin temyiz isteğinden vazgeçme yanında daha geniş kapsamlı olduğu aşikârdır. Zira birincide temyiz dilekçesinin reddine karar vermekle yetinilecek, diğerinde ise feragatin hukuki niteliği gereği bu konuda karar verilmek üzere mahkeme kararı bozulacaktır. Aynı zamanda verilen bu iki dilekçenin birbirinin devamı niteliğinde olduğu ve davadan feragatin bir yerde temyizden feragat isteğini de içereceği görüşü ile davadan feragat isteği esas alınarak çözüme ulaşılması gerektiği görüşü benimsenmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 307. maddesinde feragatin, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğu belirtilmiştir. Aynı yasanın 308. maddesi gereğince de kabul, davacının talep sonucuna davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur.
6100 sayılı HMK’nın “Feragat ve kabulün şekli” başlıklı 309. maddesi hükmüne göre de feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
Yukarıda belirtildiği üzere feragatin kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği hükme bağlanmıştır. Yine belirtmek gerekir ki feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Bu nedenle mahkemece verilen kararın davacının davadan feragati hakkında mahkemesince bir karar verilmek üzere bozulması gerekir. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları da bu doğrultudadır. (11.04.1940 tarihli ve 70 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.05.1992 tarihli ve 1992/2-250/364 sayılı kararı)
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı asilin feragati nedeni ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 13.02.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.