Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2018/5257 E. 2019/55 K. 07.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5257
KARAR NO : 2019/55
KARAR TARİHİ : 07.01.2019

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki yargılamanın yenilenmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 12.09.2018 gün ve 2018/1033 Esas, 2018/5564 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı … vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R
Dava, ortaklığın satış suretiyle giderilmesine dair verilen karara karşı yargılamanın yenilenmesi isteğine ilişkindir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece son olarak bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazdaki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiş, temyiz üzerine Dairemizce onanmıştır.
Davalı … vekili tarafından bu karara karşı karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Davacılar vekili Av. … dosyanın Yargıtay’a gönderilmesinden sonra 04.12.2018 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirmiş, dosyada mevcut vekaletnamelerde vekilin, davadan feragate yetkili olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nun 307. maddesinde feragatin, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğu belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun “Feragat ve kabulün şekli” başlıklı 309. maddesi hükmüne göre de feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
Yukarıda belirtildiği üzere feragatin kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği hükme bağlanmıştır. Yine belirtmek gerekir ki feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları da bu doğrultudadır. (11.4.1940 tarihli ve 70 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.5.1992 tarihli ve 1992/2-250/364 sayılı Kararı)
Bu nedenle kararın davacılar vekilinin davadan feragati hakkında mahkemesince bir karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı … vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 12.09.2018 gün ve 2018/1033 Esas, 2018/5564 Karar sayılı ilamı ile onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme kararının yukarıda belirtilen sebeple BOZULMASINA, 07.01.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.