Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2018/5108 E. 2019/5277 K. 16.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5108
KARAR NO : 2019/5277
KARAR TARİHİ : 16.09.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13/05/2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat, 15/01/2018 tarihli dilekçe ile birleştirilen dava davasında tazminat talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen 20/06/2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile birleştirilen dava davalısı Kocasinan Belediye Başkanlığı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Asıl dava, belediyeden ihale yoluyla satın almaya davalı tapu iptali ve tescil, 2. kademede tazminat, birleştirilen dava tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 01.03.1988 tarihli, 9/1 sayılı Yemliha Belediyesi Encümen kararı ile 1581 sayılı parselin ifrazı ile oluşan 10 sayılı parselin dava dışı …’e, 11 sayılı parselin ise davacıya satılıp teslim edildiği, … tarafından 30.03.1988 tarihli senet ile 10 sayılı parselin davacıya satıldığı, davacının satın aldığı parsellerden 108 ada 3 sayılı parselin 05.02.2009 tarihinde tapuya tescil edilmesine rağmen diğer satın aldığı parselin tescil edilmediği, 10 ve 11 sayılı parsellerin ihaleden sonra parsel numaralarının değiştirilmiş olduğu, bu nedenle Encümen kararı ile davacıya satılan 11 sayılı parselin ifraz uygulaması ile 108 ada 4 sayılı parselin davalı TOKİ adına olan tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili, mümkün değil ise üzerindeki ev ile birlikte 50.000 TL tazminatın davalılardan tahsilini, Dairemizin 04.10.2016 günlü, 2016/2017 Esas ve 2016/7817 Karar sayılı bozma ilamından sonra Yemliha Belediyesine izafeten Kocasinan Belediyesi aleyhine açtığı 2018/41 Esas sayılı ek dava ile de 150.000,00 TL tazminat istemiş, asıl dava ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Davalı Hazine vekili, 108 ada 4 sayılı parselin öncesinin Hazine adına kayıtlı olup belediyenin satış yetkisi bulunmadığını, dava konusu taşınmazın davalı TOKİ Başkanlığına devredildiğini, davanın tapu kayıt malikine yöneltilmesi gerektiğini ve davanın reddini savunmuştur.
Davalı TOKİ vekili, 108 ada 4 sayılı parselin 1192 m2 arsa cinsi ile Hazineden 30.12.2008 tarihinde iyiniyetle satın alındığını, tapuda toplu konut şerhi bulunduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı Kocasinan Belediye Başkanlığı vekili, belediyenin tapu kayıt maliki olmadığını, davanın husumetten reddi gerektiğini, davacının ihale yükümlülüklerini yerine getirdiğini ispat etmesi gerektiğini ve davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının, parseli ihale ile satın alan …’den 30.03.1988 tarihinde temlik aldığı belgenin davalılar yönünden geçerli olmadığından tapu iptali ve tescil davasının husumet nedeniyle reddine, bedele ilişkin talebin davalı belediye ve Hazine yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, ancak davacının dava konusu 108 ada 4 sayılı parselde iyiniyetle bina yapmış olduğu gerekçesiyle taleple bağlı kalınarak 50.000 TL tazminatın yasal faizi ile davalı TOKİ’den tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili ve davalı TOKİ vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 04.10.2016 günlü, 2016/2017 Esas ve 2016/7817 Karar sayılı ilamı ile “dava konusu 108 ada 4 sayılı parselin belediye encümeni tarafından davacıya ihaleyle satılıp teslim edilen 11 sayılı parselin ifrazından oluştuğu ileri sürülmüş ise de 108 ada 4 sayılı parselin önceden tapuda Hazine adına kayıtlı olduğu davalı belediyeye devir edilmediği, 30.12.2008 tarihinde tapudan davalı TOKİ idaresine tapu maliki Hazine tarafından satılmış olduğu, “satış amacı dışında kullanılmayacaktır” şeklinde tapuya şerh verildiği, bu nedenle davalı belediyenin dava konusu taşınmazı satış yetkisinin bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin tapu iptali ve tescil istemine ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerektiği, davacı vekilinin tazminat yönünden temyiz itirazlarına gelince, dava konusu 108 ada 4 parsel sayılı taşınmazın, davalı belediye tarafından 2886 sayılı Yasa gereğince davacıya satışıyla ilgili olarak önce Yemliha Belediyesinin daha sonra devrolunan Kocasinan Belediyesinin davacının tazminat alacağından sorumlu olması gerekirken, bedelin davalı TOKİ’den tahsiline karar verilmesinin doğru görülmediği,
Davalı TOKİ idaresinin temyiz itirazlarına gelince, dava konusu 108 ada 4 sayılı parselin “toplu konut üretmek” amacıyla ve tapu kaydında muhdesatlara ilişkin şerh bulunmadan tapu maliki Hazineden iyiniyetle satın alındığı sabit olduğundan, hakkındaki davanın reddi gerektiği” gerekçesiyle bozulmuş, davacı vekilinin karar düzeltme istemi Dairemizce reddedilmiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; asıl dosyada kesinleşen yönler açısından karar verilmesine yer olmadığına, davalı TOKİ Başkanlığı aleyhine açılan davanın reddine, davalı Kocasinan Belediye Başkanlığı aleyhine açılan maddi tazminat talebinin kabulü ile 50.000,00 TL’nin davalı belediyeden tahsili ile davacıya verilmesine, birleştirilen davada davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 24.066,25 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ile davalı Belediye Başkanlığı vekili temyiz etmiştir.
Hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirir.
Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hükümdür ve hüküm bir bütündür. Mahkemece; asıl davanın kesinleşen yönleri açısından karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilerek, Dairemizin bozma ilamından sonra hüküm tekrarı ile yeniden bir hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir. Bu durum HMK’nın 297. maddesine aykırı görülmüş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalı Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelemeye yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/09/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.