Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2018/3771 E. 2021/3581 K. 27.05.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3771
KARAR NO : 2021/3581
KARAR TARİHİ : 27.05.2021

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalı … tarafından temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
I-7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir.
a)Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligatın, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılması gerekir. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir.
b)Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir.
Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından, Anayasanın “Hak arama hürriyeti” kenar başlıklı 36. maddesine ve Tebligat Kanununun yukarıda bahsi geçen hükümlerine aykırı olacaktır.
II-Tebligat Kanununun 25. maddesinde ise yabancı memlekette tebligat usulü düzenlenmiştir. Anılan madde hükmüne göre, yabancı memlekette tebliğ o memleketin salahiyetli makamı vasıtasıyla yapılır. Bunun için anlaşma veya o memleket kanunları müsait ise, o yerdeki … memuru veya … tebligat yapılmasını salahiyetli makamdan ister. Kanunun 25/a maddesine göre de kendisine tebliğ yapılacak kimse Türk vatandaşı olduğu takdirde tebliğ o yerdeki … memuru veya … vasıtasıyla da yapılabilir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince;
1-Gerekçeli karara ilişkin tebligatların, davalılar … ve …’e TK’nın 10/2. maddesi gözardı edilerek ve yasal şartları oluşmadan, doğrudan doğruya TK’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiğinden usulsüz oldukları anlaşılmaktadır.
Öte yandan, gerekçeli karar, davalı …’ın yurtdışı adresine TK’nun 25/a maddesine göre tebliğe çıkarılmış ise de, anılan yasa hükmü uyarınca ilgili konsolosluk tarafından düzenlenen ve tebliğin konusu ile hangi merci tarafından çıkarıldığı bilgilerinin yer aldığı ve otuz gün içinde başvurulmadığı taktirde tebliğin yapılmış sayılacağı ihtarını içeren davet yazısının, adresinde bulunamaması sebebiyle davalıya tebliğ edilemediğinden gerekçeli karara ilişkin tebligatın yapılmış sayılamayacağı anlaşılmakla; davalılar …, … ve …’a 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine uygun şekilde gerekçeli kararın tebliğinin sağlanarak temyiz süresinin dolmasının da beklenmesi;
2-UYAP kaydından yapılan sorgulamada, davalı …’ın hükümden sonra 04.03.2019 tarihinde öldüğü anlaşıldığından, mirasçılık belgesinin ilgilisinden temin edilerek yasal mirasçılarına 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine uygun şekilde gerekçeli kararın tebliğinin sağlanması ve temyiz süresinin dolması da beklendikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, 27.05.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.