Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2018/367 E. 2018/9231 K. 19.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/367
KARAR NO : 2018/9231
KARAR TARİHİ : 19.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.04.2014 gününde verilen dilekçe ile mecra hakkı talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 29.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, Türk Medeni Kanununun 744. maddesi gereğince mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, davacıların … İli, … İlçesi, … Mahallesi, 263 ada 15 parsel numaralı taşınmazın maliki olduklarını, söz konusu parsel üzerine 5 katlı bina yapıldığını, binanın üst yol kısmında aşırı kot farkının bulunmasından 1., 2. ve 3. katlar için kanalizasyon ulaşım sorunu bulunduğunu, bu nedenle davacıların mağdur olduklarını, binanın ilk iki katının kanalizasyon ve pis su hattının dava olunan yerden başka bir alandan geçme imkanının olmadığını, ancak kot farkının bulunmadığı diğer katlar için kanalizasyon ve pis su hattının binanın üst kısmından şebekeye verildiğini, halen alt katların pis su ve kanalizasyonunun ise motor yardımı ile yukarı şebekeye atıldığını ve orada sürekli sorun çıktığını, aynı taleple açılan ancak davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilen … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/232 Esas sayılı dosyasında da alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi, davalılara ait 263 ada 8 ve 16 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden, uygun tazminat karşılında müvekkilinin binasının kanalizasyon ve pis su hattının geçirilmesi için müvekkillerine ait taşınmaz lehine irtifak hakkı ve geçit hakkı tesisi gerektiğini, binanın ilk katlarının da mesken olarak kullanılması nedeniyle … Belediyesi’nden su aboneliği, … ‘tan elektrik aboneliği ve … ‘tan doğalgaz aboneliği verildiğini belirterek, müvekkillerinin maliki olduğu 263 ada 15 parsel no’lu taşınmaz lehine, davalılara ait 263 ada 8 ve 16 parseller üzerinden uygun bedelle pissu ve kanalizasyon hattının 95 no’lu imar yolundaki ana kanalizasyon hattına bağlantısının yapılması için mecra hakkının tesisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Temsilciliği vekili cevap dilekçesinde, davacılara ait 5 katlı apartmanın mesken niteliğindeki 10 adet dairesinin kanalizasyonunun belediye şebekesine bağlandığını, bodrum katındaki yerlerin ise bağımsız depo olarak inşa edildiğini, müteahhitin bodrum katta yer alan 12 ve 13 no’lu depo niteliğindeki bölümleri daireye çevirerek vatandaşa sattığını, fiiliyatta kaçak olarak kullanılan depoların kanalizasyonunu da pompa ile basarak 103. sokaktan geçen belediye hattına bağladığını, resmiyette depo olarak gözüken yerlerin mesken olarak kullanılmasından dolayı bu sorunun yaşandığını, aralarındaki anlaşma gereğince 16 ve 8 parsel sayılı taşınmazların kanalizasyon şebekesinin birleştirilip … Sokağa bağlandığını, bu hattın ancak 16 ve 8 parsel sayılı taşınmazlarda bulunan dairelerine yetecek kapasitede olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde, davaya konu 8 parsel sayılı taşınmaz hissedarı olduğunu, davacılara ait taşınmazın bodrum katlarının 103 no’lu sokak kotunun altında kaldığını, 103 no’lu sokaktan geçen kanalizasyon hattının, 15 no’lu parsele yapılacak binanın 4 katının ve 1. bodrum katının ihtiyacına cevap verecek derinlikte olduğunu, 2. ve 3. bodrum katların resmiyette mesken niteliğinde olmadığını, 16 parselin mecra hakkına ihtiyacı olduğundan 8 parsel üzerinden mecra hakkının tanındığını ancak davacı 15 parsel sayılı taşınmazın mecra hakkına ihtiyacı bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanununun 744. maddesi uyarınca “Her taşınmaz maliki, uğrayacağı zararın tamamının önceden ödenmesi koşuluyla su yolu, kurutma kanalı, gaz ve benzerlerine ait boruların, elektrik hat ve kablolarının, başka yerden geçirilmesi olanaksız veya aşırı ölçüde masraflı olduğu takdirde, kendi arazisinin altından veya üstünden geçirilmesine katlanmakla yükümlüdür.”
Mecra irtifakı kurulması istemine ilişkin davalarda, irtifak hakkı taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından, leh ve aleyhine irtifak hakkı kurulması istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına mecra irtifakı kurulacak taşınmaz müşterek mülkiyete konu ise, dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. 
Mecra irtifakı kurulmasına ilişkin davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da mecra hakkı kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması  kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
Mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkin davalar,  özünü komşuluk hukuku ilkelerinden alması nedeniyle yapılacak araştırma ve incelemede, öncelikle davacının mecra ihtiyacının bulunup bulunmadığı saptanmalıdır. İhtiyacın saptanması halinde de, çevre taşınmazların tamamının üzerinde irtifak hakkı kurmaya elverişli olup olmadığı incelenip, hukukun genel bir ilkesi olan “fedakârlığın denkleştirilmesi ilkesi” uyarınca taraf yararları da gözetilerek en az masrafı gerektiren ve bundan da en az zarar görecek kişi taşınmazı üzerinden mecra irtifakının bağlanacağı su, elektrik, gaz ve benzerine ait yol ya da kaynak ile yararına mecra hakkı kurulan taşınmaz arasında kesintisiz bağlantı sağlayacak şekilde kurulmalıdır. Ayrıca mecranın niteliği, nasıl ve hangi araçlarla geçirileceği ayrıca belirlenerek kararda gösterilmelidir.
İrtifak hakkının bedeli, taşınmazların niteliğine göre uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak saptanmalı ve bedel hükümden önce mahkeme veznesine depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin saptanmasından sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Davanın niteliği gereği, yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Anılan maddenin son fıkrası uyarınca, istem halinde gideri davacı tarafından karşılandığında mecra hakkının tapu siciline kaydına da karar verilmelidir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; davacıların mecra irtifakına ihtiyacının olduğu tartışmasızdır. Mahkemece, öcelikle davacılara ait 263 ada 15 parsel sayılı taşınmazdaki yapı ruhsatında depo olarak gözüken 2. ve 3. bodrum katları için imar affından faydalanmak amacıyla başvuru yapılıp yapılmadığı, 2. ve 3. bodrum katların niteliğinde bir değişiklik olup olmadığı araştırılmalıdır. İlgili belediyeden davacı parsele ait kanalizasyon ve pis su boru hattının genel şebekeye dahil olabileceği alternatif güzergahlar sorulmalıdır. Konusunda uzman bilirkişilerin refakatiyle, dava konusu taşınmazda yeniden keşif yapılmalıdır. Bilirkişilerden, belediyeden gelecek yazı cevabının da göz önünde bulundurulduğu, objektif kıstasların esas alındığı, davacı parsele ait kanalizasyon ve pis su boru hattının genel şebekeye dahil olabileceği alternatif güzergahların ve bedelinin belirlendiği, denetime ve infaza elverişli rapor hazırlanması talep edilmelidir. Yukarıda açıklandığı gibi, dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da mecra hakkı kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olduğunun anlaşıması halinde bu maliklerin davaya dahil edilmesi amacıyla davacı vekiline süre verilmelidir. Fedakârlığın denkleştirilmesi ilkesi uyarınca taraf yararları da gözetilerek en az masrafı gerektiren ve bundan da en az zarar görecek taşınmaz üzerinden, yararına mecra hakkı kurulan taşınmaz ile belediyeye ait kanalizasyon ve pis su genel şebekesi arasında kesintisiz bağlantı sağlanması gerekirken mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.12.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.