Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2018/2889 E. 2019/980 K. 06.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2889
KARAR NO : 2019/980
KARAR TARİHİ : 06.02.2019

14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.12.2009 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne, 659 parsel yönünden davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 03.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili; … İlçesi, … Köyü, … mevkii 8 parsel ve … Mevkii 659 nolu parsellerde hisseye sahip olduğunu, belirtilen her iki parselde murisleri …’ndan intikal edecek hisselerini davalılardan …’ın … 1.Noterliği’nce düzenlenen 23.02.2007 tarihli 1754 yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesi ile 35.000,00 TL bedelle …’a sattığını, davalılardan …’ün … 1.Noterliği 15.01.2007 tarihli 00413 yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesi ile 60.000,00 TL bedelle …’a sattığını, …’nun … 1.Noterliği 08.02.2007 tarih ve 01295 yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesi ile hisselerini 60.000,00 TL bedelle davalıya sattığını, davalıların satış vaadi ile satmış oldukları gayrimenkullerdeki hisselerini adına tapuda intikal ettirmediklerini belirterek … Köyü … mevkii 8 parsel ve … mevkii 650 parsellerdeki davalılara ait hisselerin iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … mirasçıları vekili cevabında, müvekkillerinin murisi … ile davacı … arasında bir kısım taşınmazlarla ilgili olarak satış vaadi sözleşmesi düzenlenmiş ise de bu taşınmazlardan … Köyü 8 parsel sayılı taşınmazın sehven satış vaadi sözleşmesinde yer aldığını, murisin içerisinde ikamet ettiği evi bulunan 8 parsel sayılı taşınmazın hiçbir zaman alım satıma konu edilmediğini, satış vaadi sözleşmesinde yer alan ancak dava konusu edilmeyen … Köyüne ilişkin diğer parseller ile … Köyü … mevkiinde bulunan 659 parsel sayılı taşınmazların davacıya müvekkillerinin murisi tarafından satış vaadi suretiyle satıldığını, parsellerin büyük bir bölümünün devrinin gerçekleştirildiğini sadece … köyü 659 parselin devrinin yapılmadığını, 8 parsel sayılı taşınmazın tapuda kök muris … adına kayıtlı olduğunu, …’nun yaşamını yitirdiğini, taşınmazın iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi olduğunu, yasal düzenlemeler gereğince iştirak halinde mülkiyete konu taşınmazlarla ilgili olarak düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinin ancak iştirak hali sona erdiğinde ifa olanağına sahip olduğunu, ayrıca 8 sayılı parselin tarım arazisi olduğunu, hisseli satışın mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … duruşmada diğer parsellerle ilgili açılan davaya bir diyeceğinin olmadığını, … Köyü 8 parsele ilişkin bir satış olmadığını beyan etmiştir.
Davalı … 09.03.2010 tarihli imzalı beyanı ile davayı kabul ettiğini, mahkeme masrafları ve avukatlık ücretini yüklenmek istemediğini bildirmiştir.
Mahkemece, davanın … İli, … İlçesi, … Köyünde kain 8 parsel sayılı taşınmaz yönünden kabulü ile anılan parselin davalılar …, …, …, …, …, … ile muris … adına hisseleri oranında olan tapu kaydının iptali ile, davacı … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, aynı yerde kain 659 parsel sayılı taşınmaz yönünden açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davalı … … mirasçıları ve davalı … mirasçıları vekili ayrı ayrı temyiz etmiştir.
1) Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre … mirasçıları vekili ve davalı … mirasçıları vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2)… mirasçıları vekili ve davalı … mirasçıları vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Bir kısım Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise, bu bedel Borçlar Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca depo ettirilmelidir.
Öte yandan davanın kabulü halinde; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesi uyarınca kabul delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce gerçekleştiğinde tarife hükümleri ile belirlenen ücretin yarısına hükmolunmalıdır.
492 sayılı Harçlar Kanununun 22. maddesine göre; davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır.
HMK’nın 326. maddesinin 2. bendi yargılama harçları için uygulanmaz. Çünkü, davanın reddi hariç harç daima davalıya yükletilir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olayı incelenmesinde;
Satış vaadi sözleşmelerine göre tahhütte bulunan davalılar murisi … 1982 yılında vefat etmiş olup, mirasçılık belgesine göre davalılar …, … ve … 1/6’şardan toplam ½ hisse sahibidir. Davalılardan … dava tarihinden önce ve davalı … ise yargılama sırasında vefat etmiş, mirasçıları davaya dahil edilmiştir. Öte yandan dava konusu 8 parsel 13.12.2012 tarihinde ifraz edilmiş olup, 1370 parsel yol, 1371 parsel tarla olarak davalılar ve mirasçıları adına müşterek hisse ile kayıtlıdır.
18.06.2014 tarihli bilirkişi raporuna göre; dava konusu 1370 ve 1371 parselin toplam değeri 367.129,54 TL olarak tespit edilmiş, 16.09.2014 tarihli ek rapor ile 1371 parselin metrekaresinin bir önceki raporda hatalı hesaplandığı belirtilerek dava tarihi itibariyle 1370 ve 1371 parselin toplam değeri 193.850,06 TL olarak belirtilmiş, davacı tarafça ilk raporda belirtilen taşınmaz değerinin 1/2’si depo edilmiş, mahkemece depo edilen miktar üzerinden hesaplanan harç ve vekalet ücreti davalılar aleyhine hükmedilmiştir.
Ancak bu iki rapor arasındaki çelişki mevcut olup, çelişkiyi giderecek mahiyette ek rapor tesisi ile dava değeri belirlenmeli ve bu değer üzerinde davalılar aleyhine vekalet ücreti ve harç tayini gerekmektedir.
Kabule göre de; muris … ön inceleme duruşmasından önce imzalı beyanı ile davayı kabul etmiş olup, bu kabul beyanı mirasçılarına da sirayet edeceğinden yukarıda belirtilen ilkeler dikkate alınarak tespit edilecek dava değeri üzerinden vekalet ücretinin yarısı, harcın üçte biri kabul eden … mirasçıları aleyhine hükmedilmelidir.
Yine kabule göre, kurulan hükmün, yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olması gerekmektedir. Halbuki mahkemece tesis edilen hükümde dava konusu 8 parsel, 13.12.2012 tarihinde 1370 ve 1371 olarak ifraz edildiğinden ifraz sonucu oluşan parseller ve paylar üzerinden hüküm kurulması gerekirken, ifraz öncesi oluşan tapu kaydına göre pay oranları açıkça belirtilmeksizin eski parsel numarası üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle … mirasçıları vekili ve davalı … mirasçıları vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle … mirasçıları vekili ve davalı … mirasçıları vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.