Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2018/2698 E. 2019/887 K. 05.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2698
KARAR NO : 2019/887
KARAR TARİHİ : 05.02.2019

14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil ile tazminat davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir.
1) Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılmalıdır. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir.
2) Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir.
Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması ve bu hükme göre tebliğ edilmesi, yukarıda belirtilen hükümlere aykırı olduğundan ve muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından usulüne uygun değildir.
Somut olaya gelince;
1-Dairemizce inceleme konusu olan 2016/11353 Esas sayılı dava dosyası içerisindeki Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin mahalline iade kararından anlaşıldığı üzere ve anılan dosya içerisinde bulunan mirasçılık belgesine göre 4973 ada 11 parsel sayılı taşınmaz maliki …’ün 05.02.1986 tarihinde öldüğü, mirasçılık belgesinde mirasçı olarak gösterilen …’un da mirasçılık belgesi alındıktan sonra öldüğü anlaşıldığından tapu kayıt maliki …’ün güncel mirasçılık belgesinin ilgilisinden temin edilmesi için,
2-Davalılar …, … ve …’a gerekçeli karar tebligatının yukarıda açıklanan ilke ve kurallara aykırı olarak TK’nın 10/2. maddesi gözardı edilmek suretiyle, bilinen son adrese tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK’nun 21/2. maddesine göre yapıldığından usulsüz olduğu anlaşılmakla, mahkemece adı geçen davalılara gerekçeli kararın 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine göre tebliğ edildikten sonra temyiz süresi beklenerek Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 05.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.