Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2018/2666 E. 2019/344 K. 15.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2666
KARAR NO : 2019/344
KARAR TARİHİ : 15.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 13.04.2011 ve 25.04.2011 gününde verilen dilekçeler ile asıl ve birleştirilen davada satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; birleştirilen davanın kabulüne, bozma dışında kalan hususlar kesinleşmiş olmakla yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına dair verilen 29.12.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne duruşma isteminin temyiz talebinin kapsamına göre reddine, karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Asıl ve birleştirilen dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir.
Asıl davada davacı … vekili, müvekkilinin … 5. Noterliğinin 12.02.2008 tarihli ve 2577 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesiyle dava konusu 741 ada 16 parsel sayılı taşınmazda 1726/2400 oranındaki payı, davalı …’den satın aldığını, satış bedelini peşin olarak ödediğini ancak davalının taşınmazı tapuda devretmediğini belirterek davalı adına kayıtlı hissenin müvekkili adına tescilini mümkün olmaması halinde rayiç değerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 28.06.2012 günlü ıslah dilekçesiyle dava değerini 114.639,00 TL’ye yükseltmiştir.
Birleştirilen davada davacı … vekili, davalı … vekili … ile davalı … arasında … 6. Noterliğinde 30.03.2005 günü düzenlenen satış vaadi sözleşmesi uyarınca 116 ada 15 parsel sayılı taşınmazın satışının vaat edildiğini, …’ın bu hakkını … 6. Noterliğinde 15.03.2006 günü düzenledikleri satış vaadi sözleşmesiyle müvekkiline temlik ettiğini, müvekkilinin edimini yerine getirdiğini ancak tapu kaydının devredilmediğini ileri sürerek, taşınmazın müvekkili adına tescilini mümkün olmaması halinde rayiç değerinin müvekkiline ödenmesini talep etmiş, 16.05.2014 günlü ıslah dilekçesiyle dava değerini 114.639,00TL’ye yükseltmiştir.
Birleştirilen dava davalısı … vekili, davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığını, taşınmazda devir yasağının bulunduğunu, satış vaadi sözleşmesinin geçerli olmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, tapu iptali ve tescil talebinin reddi, tazminat talebinin kabulüne ilişkin verilen ilk karar, taraflarca temyiz edilmiş Dairemizin 05.04.2016 tarih 2015/18233E -2016/4081K sayılı ilamıyla “Somut uyuşmazlıkta, davacı … 25.04.2011 tarihli dava dilekçesinde 116 ada 15 parsel sayılı taşınmazın satış vaadi sözleşmesine uyarınca adına tescilini ikinci kademede de rayiç değerinin tahsilini talep etmiştir. Tapu kayıtlarından …, … Mahallesi sicilinde kayıtlı dava konusu 116 ada 15 parsel sayılı taşınmaz tarla niteliğiyle dava dışı … Köyü adına kayıtlı iken 17.01.2003 günü satış yoluyla davalı … adına tescil edilerek aynı tarihte 442 sayılı Köy Kanununun 3367 sayılı Kanun ile değişik ek 13/son maddesi uyarınca 10 yıl süreyle devir ve temlik yasağı getirilmiştir. Taşınmazda 01.06.2006 günü yapılan imar uygulaması sonucu 741 ada 16 parsel olarak 1726/2400 payı davalı …, 674/2400 payı da Hazine adına tescil edilmiştir. 442 sayılı Köy Kanununa 6111 sayılı Kanunun 187. maddesi ile 13.02.2011 günü eklenen geçici 1. maddesinde “31.12.2009 tarihinden önce belediye haline dönüşmek veya başka bir belediyenin sınırlarına dahil olmak suretiyle tüzel kişiliğini kaybeden köylerde, kendilerine bu Kanunun ek 13. maddede öngörülen diğer şartlar uygulanmaz. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle henüz kesinleşmemiş davalarda da bu madde hükmü uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir. 6360 sayılı Kanun ile de … Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisindeki taşınmazın bulunduğu … Köyü’nün tüzel kişiliği kaldırılarak mahalle statüsü verilmiştir. Davacı …’ın dayandığı satış vaadi sözleşmesi sözleşmeye konu taşınmazın tapu kaydında bulunan 442 sayılı Kanunun ek 13. maddesi uyarınca devir ve temlik yasağı bulunmaktadır. Ancak dava açılmadan önce yürürlüğe giren 442 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi uyarınca tapu kaydındaki devir ve temliki önleyen sınırlandırma hükümsüz duruma dönüşmüştür. Kaldı ki dava açılmasından sonra 17.01.2013 tarihinde sınırlandırma sona ermektedir. Bu nedenle davacı …’ın dayandığı satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunmaktadır. Dolayısıyla, taşınmazın devir ve temlikine engel olacak bir sınırlandırma bulunmadığından satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunması nedeniyle davacı …’ın öncelikli isteminin değerlendirilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle ikinci kademedeki isteminin hüküm altına alınması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; birleştirilen dava açısından davacı …’ın davasının kabulüne ve 741 ada 16 parsel (eski 116 ada 15 parsel) sayılı taşınmazda davalı … adına kayıtlı 1726/2400 hissenin davacı adına tesciline, bozma dışında kalan hususlar kesinleşmiş olmakla yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmü davalı … vekili, müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesi ve müvekkili aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerektiğinden bahisle temyiz etmiştir.
Nispi harca tabi davaların kabulüne ilişkin kararların temyizi halinde ise mahkemece hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının dörtte biri temyiz karar harcı ve temyiz başvuru harcı alınması gereklidir.
Hükmü temyiz eden davalı … vekili tarafından süresi içerisinde temyiz dilekçesinin ibraz edildiği, aynı tarihte havalesi yapılarak temyiz defterine kayıt edildiği ve 204,00TL nispi harç ile 154,30TL temyiz başvuru harcı yatırıldığı anlaşılmaktadır.
Davanın, dava dilekçesinde açıklanan niteliği ile temyiz isteyen davalı tarafın kendisinin ya da işleminin harçtan istisna ve muafiyetinin bulunmadığı belirgin olduğuna göre; temyiz isteminin incelenmesi için kararda hüküm altına alınan miktar dikkate alınarak hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının 1/4’ü oranında nispi temyiz ilam harcının tahsili gerekir.
Dairemizin 08.01.2018 tarih 2017/3202 E- 2018/39 K sayılı ilamıyla hükmü temyiz eden davalı … vekili tarafından nispi temyiz harcının eksik yatırılması nedeniyle mahkemece 25.01.1985 tarihli ve 5/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca işlem yapılmak üzere dosyanın mahalline iadesine karar verilmiştir.
Mahkemece, Dairemizin geri çevirme kararı doğrultusunda hazırlanan 14.02.2018 günlü muhtıra ile hesaplanan eksik 1.753,75TL nispi temyiz harcının muhtıranın tebliğden itibaren bir haftalık kesin süre içerisinde mahkeme veznesine yatırılması istenmiş, muhtıra davalı vekiline 26.02.2018 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekili verilen kesin süre içerisinde eksik temyiz harcını mahkeme veznesine yatırmamıştır.
Hal böyle olunca; 1086 sayılı HUMK md. 434/3 ve 6100 sayılı HUMK md. 344 gereğince verilen kesin süre içinde eksik harç tamamlanmadığından temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı … vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.01.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.