Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2018/2534 E. 2018/8936 K. 12.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2534
KARAR NO : 2018/8936
KARAR TARİHİ : 12.12.2018

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.06.2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar … ve … vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, tarafların müştereken ve iştirak halinde malik oldukları iki adet taşınmaz üzerindeki ortaklığın öncelikle aynen taksim, olmadığı taktirde satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
Davalı …, taşınmazların satılmasını istemiş; bir kısım davalılar ise ortaklığın aynen taksim yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı … vekili ile davalı … vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK’nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Somut olaya gelince; dava konusu 115 ada 22 parsel ile 254 ada 29 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının incelenmesinde, davalı …’ın taşınmazlarda paydaş olmadığı, dolayısıyla davalı sıfatının da bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, anılan davalı yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Öte yandan, davalı … yargılamada vekille temsil edilmesine rağmen mahkemece anılan davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi, ayrıca yargılama giderlerinden davacının payına düşen kısmın davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmemesi de doğru görülmemiş; bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 12.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.