Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2018/2494 E. 2019/358 K. 15.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2494
KARAR NO : 2019/358
KARAR TARİHİ : 15.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 12.02.2018 gün ve 2015/8252 Esas – 2018/976 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR

Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Davacı, kendisine ait konutunun 15. Caddeye bakan kısmına davalı kooperatifin çöp konteynırı koyduğunu, çöp konteynırının kaldırılması talebinin site yönetimince reddedildiğini, çöp tehdidinden uzak, sağlıklı, temiz bir çevrede yaşama hakları bulunduğunu ileri sürerek konutunun caddeye bakan kısmına konan çöp konteynırının öncelikle otopark veya açık alandaki çöp konteynırlarının yanına kaldırılmasını, bu talebin karşılanmaması halinde çöp konteynırının 15. Caddeye bakan diğer konutların önünde belirli bir süre ile sınırlandırılarak ve bir sıraya konularak bulundurulması şeklinde talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, sulh hukuk mahkemesince verilen görevsizlik kararının kesinleşmesi sonrasında davacı tarafça görevli mahkemeye süresinde gönderilmesi talebi üzerine yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile “… Sitesi, 33 no’lu blokta bulunan 24 kapı no’lu evin önünde bulunan fen bilirkişisinin krokili raporunda mavi ile işaretlediği dikdörtgen olarak gösterip yuvarlak içerisine aldığı çöp konteynırın fen bilirkişisinin krokili raporunda gösterilen 14. Caddedeki krokili raporda iki kare olarak şekliyle işaretlenilen otopark alanına davacının evinin önünden kaldırılarak konulmasına, sair taleplerin reddine” karar verilmiştir.
Davacının temyizi üzerine hükmün, Dairemizin 12.02.2018 gün ve 2015/8252 Esas, 2018/976 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiştir.
Davacı, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
HMK’nin 111. maddesinde düzenlenmiş terditli davada, davacı aynı davalıya karşı aralarında hukuki veya ekonomik bağlantı bulunan birden fazla talebini, aralarında aslilik ve ferilik ilişkisi kurarak aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Terditli davadaki, taleplerden biri asıl talep iken ikincisi fer’i (yardımcı, terditli, kademeli) taleptir. Davacı, ilk önce asıl talep hakkında karar verilmesini ister; yardımcı talebini ise asıl talebinin reddedilmesi ihtimali için yapar. Mahkeme davacının asıl talebinin, esastan reddine karar vermedikçe fer’i talebi inceleyip karara bağlayamaz. O halde; terditli davanın dinlenebilmesi için, asıl talep ile fer’i talep arasında bir bağlantı bulunmalı ve her iki talebin de hukuki ve ekonomik bakımdan aynı veya benzer bir amaca yönelmiş olması gerekir. Terditli davada mahkemece, ilk önce asıl talep hakkında inceleme yapılarak asıl talebin yerinde olduğu kanaatine varılırsa fer’i talebin incelenmesine gerek kalmayacaktır. Bu durumda mahkemece, asıl talebin kabul edilmesi halinde davanın kısmen kabulüne değil davanın kabulüne karar verilmiş olmaktadır. Fakat ilk talep, yerinde bulunmazsa aynı hadiseden doğan ikinci talebin incelenmesi gerekecektir.
Diğer taraftan; 6100 sayılı Kanun’un “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlığı altındaki 331. maddesinin 2. fıkrasındaki “görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararlarından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm eder”.
Yukarıda açıklanan sebeplerle, 6100 sayılı Kanun’un 323/1-ğ maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan vekalet ücretine de görevsizlik sebebi ile verilen red kararında hükmolunmayacağı gibi görevsizlik kararından sonra da davaya başka bir mahkemede devam edilmesi halinde de kesinleşen görevsizlik kararı nedeniyle ayrıca bir vekalet ücretine hükmolunmayacaktır.
Somut olaya gelince, davacının davasını terditli olarak açmış olduğu, mahkemece asıl talep kabul edildiğinden davanın kabulü şeklinde hüküm tesis etmesi gerekirken, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş gibi davalı lehine vekalet ücretine hükmolunması, yargılama giderinin bir kısmının davacı yan üzerinde bırakılması ve yine yargılama sulh hukuk mahkemesinin görevsizlik kararı üzerine, bu kararın kesinleşmesini müteakip davacı tarafça süresinde gönderme talebi üzerine yapıldığından görevsizlik kararı yönünden davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
Hükmün belirtilen nedenlerle bozulması gerekirken maddi hata nedeniyle onanmasına karar verildiği karar düzeltme isteği üzerine bu defa yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından, davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 12.02.2018 gün ve 2015/8252 Esas – 2018/976 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 12.02.2018 gün ve 2015/8252 Esas – 2018/976 Karar sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA, yerel mahkeme hükmünün yukarıda belirtilen sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine, 15.01.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.