Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2018/2302 E. 2021/3328 K. 20.05.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2302
KARAR NO : 2021/3328
KARAR TARİHİ : 20.05.2021

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.10.2010 gününde verilen dilekçe ile suya müdahalenin men’i talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın usulden reddine dair verilen 22.01.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, suya vaki müdahalenin men’i istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin 4425 ve 4426 parsel sayılı taşınmazların sahibi olduğunu, bu taşınmazların kayısı bahçesi niteliğinde olduğunu ve içinde davacıya ait evin olduğunu, davacının ağaçlarını kadimden beri Cordot Gözü denen yerden çıkan su ile suladığını, davalıların bu gözde hak iddia ettiklerini, kaymakamlığa başvurarak davacıyı bu suyu kullanmaktan men ettiklerini belirterek davalıların bu suya müdahalesinin men’ine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili; davacının bahse konu sudan hiç yararlanmadığını, kadim kullanımının olmadığını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının davaya konu taşınmazlarda hissedar olması nazara alınarak davacıya taraf teşkilini sağlamak üzere süre verildiği, gereğinin yerine getirilmemesi üzerine ikinci defa verilen kesin süre içinde taraf teşkilinin sağlanmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Elbirliği halinde mülkiyet, yasa veya yasanın kabul ettiği sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin bir mala veya hakka birlikte malik olma durumunu ifade eder. Elbirliği mülkiyeti ortaklarının tüzel kişiliği yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak elbirliği ortaklarının tümüne aittir. Bu özelliğinden dolayı da elbirliği halinde mülkiyette ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Her ne kadar Türk Medeni Kanununun 702/2. maddesinde, kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oy birliği ile karar verme şartı aranmışsa da son fıkrada “ortaklardan her biri topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır” hükmü getirilmiştir.
Bu hükmün 743 sayılı Türk Medeni Kanununun 581. maddesinden farklı olarak düzenlenmesindeki neden kuşkusuz eski yasanın yürürlükte olduğu dönemde ortaya çıkan bazı güçlükleri gidermektir. Böyle olunca olağan hakların korunması veya oy birliği ile karar vermeyi gerektiren nedenlerin ne olduğu ve bu ayrımın sonuçları üzerinde durulması gerekecektir.
Olağan koruma eylemleri; onarımlar, mahsullerin toplanması, bozulacak olanların satılması, acele olarak yapılması zorunlu bulunan işlemlerin yerine getirilmesi ile istihkak, elatmanın önlenmesi ve tapu sicilinde hak sahipliğinin saptanması gibi taksimi mümkün olmayan taleplerdir. Bu hususlarla ilgili olmak üzere elbirliği ortaklarından her biri bağımsız olarak dava hakkını kullanabilir. Türk Medeni Kanununun 702/2. maddesinde aranan ortakların oy birliği şartı hiç şüphesiz terekeye ait bir hakkın tasarrufu işlemleridir. Bu durumda mülkiyet değişikliği söz konusu olacağından ortaklar oy birliği ile karar vermelidir.
Somut olaya gelince, davacının 4425 parsel sayılı taşınmazda elbirliği mülkiyeti halinde, 4426 parsel sayılı taşınmazda paylı mülkiyet halinde hissedar olduğu, bu taşınmazlarda kaynak suyunu kullanmak amacıyla, suya müdahalenin men’i davasını tek başına açabileceği hususu gözardı edilerek, tapu kaydına göre tüm hissedarların davada taraf olması gerektiği, taraf teşkilinin sağlanmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.05.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.