Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2018/2060 E. 2018/7727 K. 13.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2060
KARAR NO : 2018/7727
KARAR TARİHİ : 13.11.2018

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 22. Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, 29.02.2012 tarihinde verilen dilekçeyle … iptali ve tescil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın reddine dair verilen 08.12.2016 tarihli hükmün … Bölge Adliye Mahkemesince istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin reddine dair verilen kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 20.02.2018 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. … geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafın sözlü açıklamaları dinlenildi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü.

KARAR
Dava, … iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin 891 Ada 143 parsel sayılı binanın 1. kat 3 No’lu dairesini 1.350.000TL bedelle 21.8.1995 tarihinde satın aldığını ancak bu tarihte boşanma aşamasında olduğu için kardeşleri ile görüşerek satın aldığı daireyi geçici olarak 1/2 şer oranında kardeşleri … ve …adına tescil ettirildiğini, satın alma sırasında davalı …’nın hiçbir gelirinin bulunmadığını, bir süre sonra kardeşi …’ın taşınmazdaki 1/2 payını kendisine sormadan 22.06.2004 tarihinde diğer kardeşi davalı …’ya devrettiğini, …ile görüştüğünü evin tapusunu kendisine vereceğini hatta zamanı olmadığından vekalet vereceğini söylediğini, bir süre sonra dairenin kendisine satılması için…’a … 8. Noterliğinin 25.05.2007 tarih ve 10155 yevmiye No’lu vekaletnamesini verdiğini ancak devir işleminin …’nın … kütüğüne bizzat malik gelmeden işlem yapılmasın şerhi koydurduğu için yapılamadığını, davalı …’nın annesine diğer kardeşlerinden habersiz vasi tayin edilmesi kendi lehine vasiyet düzenlettirmesi vasiyetnamenin iptali için … dava açılması olaylarını bahane ederek kendisinin bu davalarla uğraşmaması için … devrini kendisine karşı baskı aracı olarak kullandığını, …’nın adına kayıtlı olan daireyi bankaya kredi kullanmak amacıyla ipotek ettiğini öğrendiğini resmi memur önündeki 21.08.1995 tarihli satım sözleşmesinin muvazaalı olması nedeni ile batıl olduğunu bu sebeple davalı … adına kayıtlı … kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; inanç sözleşmesinin yazılı belge ile ispatlanması gerektiğini, ortada bir anlaşmanın olmadığından davanın dinlenemeyeceğini, davalı tarafından verilen vekaletname ile satış yetkisi verdiğini ancak davacının ödeme yapmaması nedeni ile satışın yapılmadığını, vekaletnamenin inanç sözleşmesi olarak kabul edilemeyeceğini, davacının … ‘na ait olduğunu ileri sürdüğü belgenin fotokopi kağıdı olduğunu hukuki değeri bulunmadığını, davalının tapuya verdiği şerhin nedeninin o tarihte ehliyet ve pasaportunun kaybetmiş olması olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince taşınmazın sonradan davacıya iade edileceğine dair herhangi bir yazılı belgeye rastlanamadığı gerekçesiyle davacının davasını ispatlayamadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin istinaf talebi üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince “…davacı inançlı işleme ( nam-ı müstear) dayalı … iptal ve tescil davasında; davalı adına kayıtlı taşınmazın inançlı olarak kendi adına satın alındığı olgusunu, yazılı delil ve yazılı delil başlangıcı kabul edilerek bir belge ile ispatlayamadığı, ilk derece mahkemesinin hukuki nitelemesi ve vakıaları değerlendirmesi, olaya ve dosya kapsamına uygun oluşu, ilk derece mahkemesinin kararı usul ve yasaya uygun olması nedeni ile davacı vekilinin istinaf başvuru talebinin reddine” karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Somut olayda; davacı ile davalının kardeş oldukları, dava konusu 143 parsel 1. kat 3 No’lu bağımsız bölümün 21.08.1995 tarihinde dava dışı…’den satın alındığı, kendinin boşanma arefesinde olduğundan taşınmazın 1/2 payının davacının diğer kız kardeşi dava dışı … adına, 1/2 hissesinin davalı … adına satış suretiyle tescil edildiği, davalının “07.09.2006 tarihinde malik bizzat gelmeden işlem yapılmasın” şerhini taşınmazın … kaydına koydurduğu ve bu şerhin kayıtlı olduğunu bilerek 25.05.2007 tarihinde …’a dava konusu taşınmazın tamamının …’ya satışını da içeren vekalet verdiği, ancak şerh nedeniyle devrin yapılamadığını, yaklaşık ikibuçuk yıl sonra 31.08.2009 tarihinde …ı azlettiği, dava konusu taşınmazın ilk satıcısı …’in 10.03.2012 tarihli beyan dilekçesinde taşınmazın satış bedelinin davacı tarafından ödendiği, taşınmaz satımı konusunda davacı ile anlaştıklarına ilişkin beyanı ve davacı ve davalının dayısı …un tarihsiz beyan dilekçesi, davalının … Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/1619 Esas-1999/462 Karar sayılı dosyasında 23.02.1999 havale tarihli beyan dilekçesinde “Evimden çıkarıldıktan sonra arkadaşlarım ve yakın akrabalarımın yanında kalarak hayatıma devam ettirmeye çalıştım. Devamlı arkadaşlarımdan borç alarak ayakta durmaya çalışıyorum.” şeklindeki beyanı dikkate alındığında dosyada bulunan bu belgelerin davacı ile davalı arasında yapılan muamelelerinin ispatında yarayan en azından delil başlangıcı olarak kabul edilmesi gerekir.
Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı anlaşılmışsa da dosyada mevcut deliller yazılı delil başlangıcının varlığına delalet edecek kuvvette olduğundan bunun her türlü delille tamamlanması halinde davacı tarafa tescil imkanı verilmelidir.
Mahkemece, yazılı delil başlangıcı bulunduğunun kabulü ile tarafların delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle HMK 373/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Dairesine GÖNDERİLMESİNE, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 13.11.2018 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması görüşünde olduğumuzdan sayın çoğuluğun kararına katılamıyoruz.