Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2018/1854 E. 2021/2536 K. 06.04.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1854
KARAR NO : 2021/2536
KARAR TARİHİ : 06.04.2021

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 20/08/2014 gününde verilen dilekçe ile ipotek bedelinin tespiti ve şerhin terkin edilmesi istemi üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 03/03/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ipotek bedelinin tespiti ve şerhin terkin edilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili; … ili, … ilçesi, … Mahallesi, 1170 ada, 5 parseldeki gayrimenkulde, davalı şirket lehine 2.114.125.000,00ETL bedelli ipotek bulunduğunu, ipotek bedelinin faizi ile hesaplanarak bloke edilmesi sureti ile fekkine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, dava konusu yerde imar uygulamasının idare mahkemesi kararlarıyla ortadan kaldırıldığını, davacıların fekkini istediği ipoteğin dayanağının kalmadığını, taşınmazın bulunduğu yerde yine imar çalışmalarının başladığını, dolayısıyla davacının eski hale iade talebi yerine fek istemesinin yerinde olmadığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; davacının ipoteğin fekkine ilişkin talebinin reddine, terkin davası açmakta muhtariyetine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Somut olayda; dava konusu ipoteğin, … Belediyesinin 28.10.2004 tarihli ve 5566 sayılı Encümen kararına dayalı olarak 5832 ilâ 5845 parsel sayılı taşınmazlarda yaptığı imar uygulaması sonucu tesis edildiği; diğer bir ifadeyle, belirtilen parsellerde davalının kayden malik olduğu payın bu uygulamayla dava konusu 1170 ada 5 sayılı imar parseline ipotek tesisiyle yansıtıldığı anlaşılmaktadır. Açıklanan bu niteliğine göre ipotek, imar düzenlemesiyle tesis edilen kanuni ipotektir.
Öte yandan, anılan idari işlemin … 3. İdare Mahkemesinin 03/07/2007 tarihli ve 2005/1496 Esas – 2007/1878 Karar sayılı ilamıyla iptaline karar verildiği ve hükmün kesinleştiği görülmektedir.
Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. İmar uygulamasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK’nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; açılacak kadastral parselin ihyası davası sonucunda, dayanıksız kalan (illetten mücerret) kaydın iptali ile kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. İmar uygulamasıyla tesis edilen kanuni ipoteğin dayanağı da idari işlem olup, bu idari işlemin iptaliyle ipotek tesisinin de illetten mücerret, yani “yolsuz” hale geleceği ve iptal edilmesi gerektiği açıktır. Ne var ki; lehine ipotek tesis edilen davalının hakkı, kadastral parseldeki mülkiyet hakkına dayalıdır ve imar uygulamasıyla oluşturulan imar parselinin, dayanak idari işlemin iptaliyle sicil kaydının yolsuz hale gelmesi nedeniyle, davalının, kadastral parselin ihyası suretiyle mülkiyet hakkına kavuşacağı tartışmasızdır. Böylesi bir durumda da, kadastral parseldeki mülkiyet hakkına dayalı olarak imar parselinde tesis edilen kanuni ipotek, ancak kaydın eski hale getirilmesi (kadastral parselin ihyası) durumunda terkin edilebilir. Somut uyuşmazlıkta; anılan imar uygulaması işlemi idare mahkemesi kararıyla iptal edilmiş ise de kadastral parsel henüz ihya edilmemiş olduğundan davacıların ipotek bedelinin depo ettirilmesi ve ipoteğin fekkini talep etmekte hukuki yararları bulunmaktadır. O halde; imar uygulaması nedeniyle tesis edilmiş olan kanuni ipoteğin bedeli karşılığında kaldırılması talep edildiğine göre ipotek bedelinin dava tarihindeki rayiç bedeli belirlenerek hüküm kurulması gerekeceğinden belediyeden şuyulandırmaya ilişkin evrakların getirtilerek dava konusu taşınmaza kaç metrekare taşınmaz bedeli için ipotek konulduğu tespit edilip, bedel/m² oranlaması yapılmasından sonra mahallinde uzman bilirkişiler marifetiyle keşif yapılarak taşınmazın bulunduğu mevkideki emsal değerler gözetilmek suretiyle emsal araştırması yapılmalı, imar uygulamasına ilişkin belgeler incelenerek davalının parselinden davacı parseline kaç metrekare yer gittiği, yerin dava tarihindeki rayiç değeri yeniden belirlenmeli ve bu bedel depo ettirildikten sonra davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.