Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2018/1214 E. 2018/8853 K. 11.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1214
KARAR NO : 2018/8853
KARAR TARİHİ : 11.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 06.11.2014 gününde verilen dilekçe ve 30.04.2015, 12.02.2016 günlerinde verilen dilekçeler ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 30.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı … vekili, davalı vekili, duruşmasız olarak incelenmesi ise davacı … vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 28.11.2017 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı … vekili Av. … ile karşı taraftan davacı … vekili Av. … ve davalı … Madencilik vekili Av. … geldiler. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Açık duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KA R A R

Dava ve birleştirilen davalar, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Asıl davada ve birleştirilen davada davacılar vekilleri, 78 ada 11 parsel 3. katta 4 numaralı bağımsız bölümde hissedar olduklarını belirterek önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, davalı şirketin tek ortaklı bir A.Ş. olduğunu ve bu ortağın … olduğunu, …’nın taşınmazda paydaş olan…’nın mirasçısı olduğunu, bu satıştan dolayı önalım hakkının doğmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı … ile mahkememizin işbu dosyası ile birleşen … 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/197 – 208 E- K sayılı dosyasında davacıların açtığı şuf’a davasının kabulü ile, … İli, … Tapu Sicil Müdürlüğünün ada; 78, parsel:11’de kayıtlı 724 m² alanlı taşınmazın 3. kat 4 no’lu 25/150 arsa paylı mesken niteliğindeki taşınmazın davalı şirket adına kayıtlı 3/14 hissesinin iptali ile; 1/14 hissesinin …, 1/14 hissesinin …, 1/14 hissesinin … (Tatlıcı) adlarına tapuda tesciline, davacı … tarafından davalı şirket aleyhine İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/68-45 E- K sayılı dosyasında açılan ve mahkememiz dosyası ile birleşen şuf’a hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebinin, dava konusu edilen … Tatlıcı ve Sonuç Köse’nin tapudaki hisselerinin (3/28), davalı şirketi temsilen … tarafından yapılan işlem sonucu davalı şirket adına intikalinin sağlandığı, işbu şahıslar tarafından yapılan satış işlemine davalı şirket tarafından katılan … şuf’a hakkını kullanmasının TMK’nin 2. maddesi gereğince iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağı, dosya kapsamındaki diğer deliller nazara alınarak … tarafından açılan şuf’a hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı … vekili, davacı … vekili, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacı … vekilinin ve davalı vekilinin tüm, davacı …’nın aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Davacı … vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Önalım hakkının kullanılmasında davacının dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu ise tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir. Çünkü bu gibi hallerde 11.10.1982 tarihli ve 3/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın tereke adına açıldığının kabulü gerekir. Davaya muvafakat, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunmakla veya imzası noterce onaylı muvafakat belgesi ibraz edilmesi suretiyle yahut davacı adına davayı takip eden avukata vekalet verilmesi ile sağlanabilir. Bu yolda ortakların tümünün muvafakati sağlanamazsa Türk Medeni Kanununun 640. maddesi hükmü uyarınca murisin terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verilir. Temsilci davacı dışında biri olursa davacının sıfatı sona ereceğinden davayı temsilci takip eder. Dava hakkına ilişkin olan bu hususun hakim tarafından kendiliğinden öncelikle nazara alınması gerekir.
Somut olaya gelince; mahkemece davalının dava konusu hissesinin birleştirilen dosya davacısı …’nın verdiği vekalet ile alındığı, adı geçen davacının kötüniyetli olduğu ve hak düşürücü süreyi geçerdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de davalı ile davacı …’nın ayrı kişilikleri bulunduğu anlaşıldığından mahkemenin bu gerekçesi doğru görülmemiştir.
Davacı … dava konusu taşınmazda paydaş olan muris …’nın 5/14 payına dayanarak önalım hakkını kullanmıştır. Davacı murisi …nın veraset ilamında davacı … dışında mirasçılarının bulunduğu anlaşılmıştır. Tapu kaydının incelenmesinde 5/14 payın… oğlu …’ya ait olduğu, adı geçen payın sahibi … oğlu …’nın davacı …’nın murisi olup olmadığı araştırılmalı, davacının murisi olduğunun anlaşılması üzerine elbirliği mülkiyeti çözülmediği sürece mirasçıların hepsinin taraf olması veya terekeye temsilci atanması gerektiğinden, davacı …’ya diğer mirasçıların davaya muvafakatinin sağlanması veya terekeye temsilci atanması için süre verilmeden yazılı gerekçeyle davacı …’nın davasının reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece verilen karardan sonra hükmün kesinleşmesinden önce davacılar … ve … bu davadaki talep haklarını diğer davacı …’ya 28.09.2017 tarihli temlikname ile devrettiklerinden HMK’nin 125/2 maddesi gereğince işlem yapılarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekir.
Bu sebeplerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davacı … vekilinin ve davalı vekilinin tüm, davacı …’nın sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davacı … vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 1.630,00TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’ya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
11.12.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.