Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2017/715 E. 2020/7859 K. 30.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/715
KARAR NO : 2020/7859
KARAR TARİHİ : 30.11.2020

14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 04/03/2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 12/07/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar vekili, davacılar murisi …’in Antalya 6. Noterliğinin 31.10.1994 tarih, 38013 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu 1120 (yeni 436 parsel), 1122 (13719 ada 13 parsel), 1124 (yeni 13719 ada 14 parsel), 1126, 588 (yeni 13690 ada 42 parsel), 610 (yeni 13719 ada 49 parsel) ve 644 (yeni 13690 ada 40) parsel sayılı taşınmazlardaki davalı hissesinin tamamının satın aldığını, bedelin tamamının ödenmesine rağmen taşınmazların tapularının tescil edilmediğinden bahisle; dava konusu taşınmazlarda davalı adına kayıtlı hisselerin iptali ile davacılar adına tesciline, mümkün olmaması halinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde kararlaştırılan cezai şartın güncel değerinin tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu sözleşmenin 18 yıl önce yapıldığını, zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davacıların ya da murislerinin dava konusu taşınmazlara zilyet olmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; dava konusu 644 parsel (yeni 13690 ada 40 parsel) hakkında davanın kabulüne, davalı adına kayıtlı 1/5 payın iptali ile davacılar adına 1/9 miras payları oranında ayrı ayrı 5/225 pay olarak tapuya tesciline; dava konusu 588 parsel ve 610 parsel sayılı taşınmazlar yönünden zamanaşımı nedeniyle davanın reddine; satış vaadine konu dava konusu diğer taşınmazlar yönünden davanın husumet nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacılar vekili temyiz etmiştir.
Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez.
Somut olaya gelince; davacıların murisi … ile davalı … arasında, Antalya 6. Noterliğinin 31.10.1994 tarih 38013 yevmiye numarası ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeye göre 1120, 1122, 1124, 1126 parsellerdeki davalı hissesinin tamamının; 588, 610, 644 parsel sayılı taşınmazlarda ise davalının murisinden intikal edecek hak ve hisselerinin tamamının satışını vaat edildiği, satış bedelinin nakden ve tamamen alındığı ve davacıların murisi … tarafından “… bilcümle hukuk ve vecibeleri ile birlikte satın ve teslim aldığımı beyan ve ikrar ederim…” şeklinde beyanda bulunulduğu ve sözleşmenin her iki akit tarafından imza altına alındığı anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece, dava konusu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde satış vaadinde bulunanın murisinden intikal eden 588, 610, 644 parsel sayılı taşınmazların davacıların murisi … tarafından teslim alındığı belirtilmiş ve bu husus her iki akit tarafından imzalanmış olduğuna göre 588, 610 ve 644 parsel sayılı taşınmazların davacılar murisi …’e teslim edildiği yani zilyetliğin sözleşme tarihinden itibaren davacılar murisinde bulunduğu göz önüne alınarak 588 ve 610 parsel sayılı taşınmazlar yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
30.11.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.