Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2017/532 E. 2020/7134 K. 11.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/532
KARAR NO : 2020/7134
KARAR TARİHİ : 11.11.2020

14. Hukuk Dairesi

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalı … ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir.
1) Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılmalıdır. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir.
2) Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir.
Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından, Anayasanın “Hak arama hürriyeti” kenar başlıklı 36. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nin “Hukuki dinlenilme hakkı” başlıklı 27. maddesi ile Tebligat Kanununun yukarıda bahsi geçen hükümlerine aykırı olacaktır.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince,
1-Gerekçeli kararın, davalılardan …, …, … , …, … ve …’nun bilinen en son adreslerine tebliğ edilmesi, bu adreslerin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebliğin yapılması gerekirken, ilk seferde doğrudan 21/2. maddesine göre tebliği usulüne uygun olmadığından, gerekçeli kararın, adı geçen davalıların adreslerine 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde tebliği ile temyiz süreleri beklenilmeli,
Diğer yandan Tebligat Kanununun “Siyasi Temsilcilik Aracılığıyla Yabancı Ülkedeki Türk Vatandaşlarına Tebligat” başlıklı 25/a maddesi hükmüne göre de “Yabancı ülkede kendisine tebliğ yapılacak kimse Türk vatandaşı olduğu takdirde tebliğ o yerdeki Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu aracılığıyla da yapılabilir. Bu halde bildirimi Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu ya da bunların görevlendireceği bir memur yapar. Tebliğin konusu ile hangi merci tarafından çıkarıldığı bilgilerinin yer aldığı ve otuz gün içinde başvurulmadığı takdirde tebliğin yapılmış sayılacağı ihtarını içeren bildirim, muhataba o ülkenin mevzuatının izin verdiği yöntemle gönderilir. Bildirimin o ülkenin mevzuatına göre muhataba tebliğ edildiği belgelendirildiğinde, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna başvurulmadığı takdirde tebligat otuzuncu günün bitiminde yapılmış sayılır. Muhatap Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna başvurduğu takdirde tebliğ evrakını almaktan kaçınırsa bu hususta düzenlenecek tutanak tarihinde tebliğ yapılmış sayılır. Evrak bekletilmeksizin merciine iade edilir. Bu maddeye göre kazai merciler tarafından çıkarılacak tebligatta, tebliğ evrakı doğrudan o yerdeki Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna gönderilebilir.”
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında sonra somut olaya gelince;
Gerekçeli karar, davalılar …, …, …, … ve …’nun yurtdışı adreslerine TK’nun 25/a maddesine göre tebliğ edilmiş ise de, anılan yasa hükmü uyarınca tebliğin konusu ile hangi merci tarafından çıkarıldığı bilgilerinin yer aldığı ve otuz gün içinde başvurulmadığı taktirde tebliğin yapılmış sayılacağı ihtarını içeren bildirimlerin, adı geçen davalılara tebliğinin sağlanamadığı, dolayısıyla tebligatların yapılmış sayılamayacağı anlaşıldığından, adı geçen davalılara Tebligat Kanunu’nun 25/a maddesine göre yapılan bu tebligatlar usulsüzdür. Adı geçen davalıların yurt dışı adreslerine 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde tebliği ile temyiz süreleri beklenilmeli,
2- Davalı … vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesinde; dosya içerisinde yer alan Gaziantep 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/636 Esas- 2010/720 Karar sayılı mirasçılık belgesinin hatalı olduğu, dava konusu taşınmazların maliki …’nun Beşey adında bir mirasçısı daha bulunduğu halde mirasçılık belgesinde bu kişiye pay verilmediği ve eldeki davada da taraf olmadığı ileri sürüldüğünden adı gecen davalı vekiline hatalı mirasçılık belgesinin iptali ile yeni bir mirasçılık belgesi alması için süre verilmeli, dosyaya sunulacak mirasçılık belgesine göre davada taraf olmayan mirasçı bulunduğu takdirde gerekçeli kararın bu mirasçıya da tebliği sağlanarak temyiz süresi beklenilmeli,
3-Dava konusu taşınmazda kamulaştırma şerhi bulunduğu takdirde kamulaştırma belgeleri getirtilerek kamulaştırma işlemlerinin kesinleşip kesinleşmediği araştırılmalı, kamulaştırma işlemi kesinleşmiş ise kamulaştırılan kısmın ifrazı için davacıya uygun bir süre verilerek taşınmazın kalan kısmının ortaklığının giderilmesine karar verilmesi gerektiğinden dava konusu 597, 599, 601, 603 ve 700 parsel sayılı taşınmazlarda Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü lehine 10.11.2009 tarihli kamulaştıma şerhi bulunduğundan kamulaştırma işleminin akibeti ilgili kurumdan sorulduktan sonra alınan cevabi yazının ve diğer ilgili belgeler dosya arasına eklenmeli,
4- Dava konusu taşınmazların UYAP TAKBİS kayıtlarında yapılan sorgulamaya göre 27.06.2019 tarihli toplulaştırma işlemi nedeniyle pasif durumda bulundukları anlaşıldığından güncel tapu kaydının tapu müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına eklenmeli,
Belirtilen eksiklikler giderildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, 11.11.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi