Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2017/4991 E. 2020/1628 K. 11.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4991
KARAR NO : 2020/1628
KARAR TARİHİ : 11.02.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı tarafından, davalılar aleyhine 06.08.2013 gününde verilen dilekçe ile inançlı işlemden kaynaklanan şahsi hakka dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 19.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 12006 parsel sayılı taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını, o esnada …’ın kızı … ile evli olduğundan ve birtakım maddi sıkıntıları bulunduğundan aralarındaki anlaşma gereği taşınmazın, eski kayınpederi … üzerine tescil ettirildiğini, ne var ki sonrasında talep etmiş olmasına rağmen taşınmazın kendi adına tescilinin gerçekleştirilmediğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın HMK’nin 150/5. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 150. maddesinde “Tarafların duruşmaya gelmemesi, sonuçları ve davanın açılmamış sayılması” düzenlenmiştir. 6100 sayılı HMK’nin 150/1 maddesinde, ”Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir” denilmiş, devamında da “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, davacının 16.02.2015 tarihli dilekçesinde, geçirmiş olduğu akciğer tüberkülozu hastalığı nedeni ile 25.02.2015 tarihli duruşmaya katılamayacağından mazeretli sayılmayı talep ettiği, mazeret dilekçesinin mahkeme kalemine 19.02.2015 tarihinde ulaştığı, yazı işleri müdürü tarafından havale edilerek dosya içerisine alındığı, mahkemece 25.02.2015 tarihli celsede davacının mahkeme dışı yolla PTT aracılığı ile havalesiz olarak gönderdiği mazeret dilekçesinin reddedilerek HMK’nin 150/1. maddesi uyarınca yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, 3 aylık yenileme süresi dolduktan sonra ise dosyanın yenilenmediğinden bahisle HMK’nin 150/5. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verildiği, ne var ki davacının 25.02.2015 tarihli duruşmaya katılamama sebebi olarak geçirdiği hastalığı mazeret olarak belirttiği, davacının önceki celseler için vermiş olduğu mazeret dilekçesi ekinde mazerete dayanak hastalığına ilişkin rapor ve evrakı dosya içerisine sunduğu anlaşıldığından, davacının mazerete dayanak rahatsızlığı olduğu mahkemece bilindiğinden 25.02.2015 tarihli duruşma için sunulmuş olan mazeretli sayılma talebinin kabulüne karar verilmesi veya gerektiği takdirde kendisini vekil ile temsil ettirmesi için davacıya uygun bir süre verilmesi yerine mazeretli sayılma talebinin reddi ile dosyanın işlemden kaldırılması usule uygun görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 11.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.