Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2017/485 E. 2020/8403 K. 14.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/485
KARAR NO : 2020/8403
KARAR TARİHİ : 14.12.2020

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı tarafından, 03.05.2016 gününde verilen dilekçe ile mirasın gerçek reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, mirasın gerçek reddinin tespiti istemine ilişkindir.
Davacı, 12.04.2016 tarihinde vefat eden babası …’ten kalan taşınır, taşınmaz, borç, alacak ve nakit para gibi aktif ve pasifleri kabul etmediğini belirterek reddi miras için gereğinin yapılmasını talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile “… ve …’dan olma, 04/03/1946 doğumlu, … ili, … Merkez ilçesi, … mah/köy, 31 cilt no, 132 hanede … TC kimlik numarası ile nüfusa kayıtlı olup, 12/04/2016 tarihinde vefat eden …’in mirasının, yasal mirasçılarından olan … (TC:41284164606) tarafından 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 606/1. maddesinde öngörülen süresi içinde, kayıtsız ve şartsız olarak reddedildiği hususunun tespitine” karar verilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz ederek davadan feragat ettiğini belirtmiştir.
Yasal koşulların gerçekleşmesi halinde mirasçılar 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 605/1. maddesine dayalı dava açabilecekleri gibi, Türk Medeni Kanununun 605/2. maddesine dayalı dava da açabilirler.
Gerçek ret, mirasçıların sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanı ile yapılır. (TMK m. 609) Yasal mirasçıların murisin ölüm tarihinden itibaren üç ay içinde mirası reddetmeleri gerekir. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re’sen dikkate alınması gerekir. Böyle bir davada sulh hukuk mahkemesi hakiminin görevi reddin süresinde olup olmadığı ve ret edenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığını incelemek, süre koşulu ile mirasçılık sıfatının gerçekleşmesi halinde ise, Türk Medeni Kanununun 609. maddesi uyarınca ret beyanını tespit ve tescil etmekten ibarettir.
Mirasın kayıtsız ve şartsız reddine ilişkin beyan sulh hukuk mahkemesine ulaştıktan sonra bu beyandan tek taraflı olarak dönülemez. Mirasın gerçek reddi beyanı mahkemeye ulaştıktan sonra ret beyanından, ancak mirasçıların tamamının muvafakatiyle veya açılacak olan reddin iptali davasının kabulü halinde dönülebilir.
Somut olaya gelince; davacı, 23.11.2016 tarihli temyiz dilekçesiyle davadan feragat ettiğini belirtmişse de dosyada bulunan muris …’e ait 19.04.2016 tarihli mirasçılık belgesine göre murisin, davacı … haricinde “…isminde beş mirasçısının daha bulunduğu anlaşılmıştır.
O halde mahkemece yapılması gereken iş; yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda, gerikalan mirasçıların davacının davadan feragati hakkında muvafakatlerinin bulunup bulunmadığını sormak ve sonucuna göre bir karar vermek olmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 14.12.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.