Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2017/3260 E. 2018/570 K. 23.01.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3260
KARAR NO : 2018/570
KARAR TARİHİ : 23.01.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.06.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 03.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
1-Dava konusu Kemalpaşa Mahallesi, 249 ada 7, 9, 10 ve 15 parsel, 250 ada 1, 4, 5 ve 25 parsel, … Mahallesi 293 ada 93, 94, 95, 96 ve 97 parsel sayılı taşınmazların tüm tesis ve tedavülleriyle birlikte tapu kaydının, (geldi ve gittileri denetlenebilir şekilde tapu kütük sayfalarının) Tapu Müdürlüğünden temin edilmesi,
2- Dava konusu … Mahallesi, 293 ada 93, 94, 95, 96 ve 97 parsel sayılı taşınmazların geldisinin 741 parsel sayılı taşınmaz olduğunun dosya içerisinde bulunan bilirkişi raporunda belirtildiği, taşınmazın tapulama tutanağına dosya içerisinde rastlanılamadığı anlaşıldığından, 741 parsel sayılı taşınmazın tapulama tutanağının Tapu Müdürlüğünden getirtilmesi,
3- Davalılar miras bırakanı … ve davacı miras bırakanı …’ın yakın tarihli mirasçılık belgesinin ilgililerinden temin edilmesi,
4- Öte yandan, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. Bu değişikliğe göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, bilinen veya gösterilen adresine yapılacaktır. Buna göre, ilk defa bildirilen adresin muhatabın (davalının) adres kayıt sistemindeki adresi veya başka bir adres olması arasında fark yoktur. Her iki adres de Tebligat Kanununun 10/1. maddesi kapsamında bilinen adrestir. Bildirilen adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi de nazara alınarak muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebligat çıkarılacaktır.
Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından, Anayasanın “Hak arama hürriyeti” kenar başlıklı 36. maddesine ve Tebligat Kanununun yukarıda bahsi geçen hükümlerine aykırı olacaktır.
Somut olayda; davalı …’e gerekçeli karar tebligatının yukarıda açıklanan ilke ve kurallara aykırı olarak TK’nın 10/2. maddesi gözardı edilmek suretiyle, davalı adına dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edildiği bilinen son adrese tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK’nun 21/2. maddesine göre yapıldığından usulsüz olduğu anlaşılmakla, mahkemece adı geçen davalıya gerekçeli kararın 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine göre tebliğ edildikten sonra temyiz süresi beklenerek ve yukarıda belirtilen diğer eksiklikler giderildikten sonra Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 23.01.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.